160 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 21 hours
Anımsadığınız şeyler tanık olduklarınızla her zaman aynı olmuyor
İngiliz yazar Julian Barnes’ın 2011’de prestijli The Man Booker ödülünü kazanan romanı. Roman kahramanının bugün geçmişe dönüp hayatın analizini yaparken farklı sonuçlara vardığı, sürprizlerle dolu bir kurgu geliştirmiş. Hatırlama, geçmiş, zaman, bellek ve hayatın ne olduğu üzerine hüzün verici ama okuma tecrübesi açısından keyifli bir kitap bu.
Bir Son Duygusu
Bir Son DuygusuJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 20212,281 okunma
1224 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bu kitap 8 kısımdan oluşuyor. Benim okuduğum İthaki Yayınlarından olan 2 cilt kitap halinde Hazal Yalın’ın çevirisi. İlk 4 kısım 1 cilt son 4 kısım ise 2. Cildi oluşturuyor. Kitap 4. Kısım sonunda bitebilirdi. Kimsede yarım kalmış bir kitap demezdi.İyi bir kitap da denirdi ama vasat olurdu şüphesiz. Lakin Tolstoy durmuyor ve kitap asıl bundan
Anna Karenina (2 Cilt Takım)
Anna Karenina (2 Cilt Takım)Lev Tolstoy · İthaki Yayınları · 202239.9k okunma
Reklam
128 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 5 hours
yalandan incelemeler / Bölüm II
Ocsar Wilde yaşadığı döneminin toplumuna kendi kişiliği ile başkadırmış ve herkesin içinde bir birey olarak ayakta dimdik bir şekilde durabilmiştir. Yalnız öğrendiğim bir şey oldu ise Oscar Wilde okumayan biri kesinlikle bunla başlamasın. Genel olarak aforizmaları severim ama Wilde'ın aforizmaları insanı ağır bir şekilde boğuyor. Özellikle bazı yerlerde gerçekten böyle mi düşünüyor? Çevirmen hata yapmış olmasın dediğimde oldu. Ahlak ile yazıları bizim doğru olarak gördüğümüzün tamamıyla yanlış ve ahlaksız olduğundan söz ediyor. Belkide onu böylesine farklı kılan kendi sanatının derinliklerinde yanmasıdır.
Hep Bir Şeyi Unutmuş Gibi
Hep Bir Şeyi Unutmuş GibiOscar Wilde · Aylak Adam Yayınları · 20141,138 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Üst mânâ
Üç Işık
Üç Işık
Salih Mirzabeyoğlu
Salih Mirzabeyoğlu
Kitapta özellikle üzerinde durulan selam-ı hakiki ile hepinizi selamlıyorum arkadaşlar. Öncelikle yazarımız 'mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu' hakkında birşeyler paylaşmak istiyorum. Kendisi, Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK'in bir kelimesini boşa çıkarmamış, kitaplarını onun fikri çerçevesinde ele almış, yürüyen Büyük Doğu'dur. Ucuz bir sempatiklik ile veya atmasyoncu pohpohçulukla değil bilakis Üstadın 'Cumhuriyet sonrası kavruk nesillerin ilk ciddi fikir sesi ve ilk çileli nefs murakabesi' imzasıyla eserlerini kaleme almıştır. Kitaplar, vasat, vasat altı ve vasat üstü olabileceği gibi bu kitaptan anladığımız üzre 'üst mânâ'da olabilir. Şöyle ki okuyucu defalarca üzerinden geçse de alacağı hakikatler her defasında yenilenir. Salih Mirzabeyoğlu külliyatına bu eserden giriş yaparsanız meseleler arasındaki geçişlerde alaka kurmakta hafif zorlanabilirsiniz lakin bu zevkli bir deneyim olacaktır... Karşımızda 63 şaheser demetinden kokular var bunları daha iyi yakalamak için külliyata tamamıyla geçiş yapmak şiddetle tavsiye olunur. Rabbim okuduklarımızı şuurlaştırmayı nasip etsin. Kendi tekâmülünü mühimseyenler kaçırmasın derim...
Üç Işık
Üç IşıkSalih Mirzabeyoğlu · IBDA · 028 okunma
400 syf.
3/10 puan verdi
·
Read in 21 hours
Vasat Altı
Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki yazar tamamıyla oyunların ekmeğini yiyor. Serinin ilk kitabı olan Son Dilek'i beğenenlerin tam olarak neyi beğendiğinden emin değilim. Yaratıcılık neredeyse yok kitapta. Masallar, mitolojik yaratıklar vs. Toparlanıp onlar üzerine oluşturulmuş hikâyeler okumuş gibi hissettim kendimi. Kitapta geçen unsurlardan bir tek Witcher kültürü tanıdık değildi. Diğer her şeyi ya duymuş ya okumuştum. İlk kitabın hikâyesi baştan sona çok basit ve bir bütünlük yok. Bir olay başka bir olayı etkilemiyor. Zaman-mekan kavramı belirsiz. Geralt bir an bir yerdeyken bir dahaki bölümde başka bir yerde ortaya çıkıyor ve oraya ne zaman gitti, yol ne kadar sürdü, hangi yolları kullandı hiçbirini bilmiyoruz. Geralt'ın yaşını bile bilmiyoruz. Karakterler de vasat. Yan karakterlerin hepsi tekdüze ve birbirinin aynısı, o yüzden onları karakterden bile saymıyorum. Yennefer çok yüzeysel işlenmiş. Dandaleon(yanlış yazmış olabilirim) kitaba boş yapıp durmak için eklenmiş gibi. Kitabın ana karakteri olan Geralt'ın geçmişi hakkında bile hiçbir fikrimiz yok. Çocukluğuna dair bir tek Vesemir'in adını duyuyoruz o da bir-iki kere. 400 sayfalık bu kitaba roman demeye dilim varmıyor. Sanki tavernada oturan birkaç kişi Geralt efsanesini duymuş da onun hikâyelerini birbirlerine anlatıyorlar gibi bir hava mevcut. Bir de kitabın arkasına yazar hakkında Doğu Avrupa'nın Tolkien'i' G.R.R Martin'i yazmışlar. Bu seri onların yazdıkları kitapların tek sayfası kadar değerli değildir.
The Witcher - Son Dilek
The Witcher - Son DilekAndrzej Sapkowski · Pegasus Yayınları · 20173,446 okunma
328 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Saroyan’ı merak edip okumaya devam ediyorum; bu yazarın okuduğum 4. kitabı ve ilk romanı. “Ben Annemi Seviyorum”, otobiyografik ögeler içeren bir roman. Romanın kahramanı olan 9 yaşındaki küçük kız Twink’in anne-babası boşanmıştır; ağabeyi babası ile Paris’te, kendisi ise annesi ile California’da yaşamaktadır. Oyuncu olan annesi, Broadway’de
Ben Annemi Seviyorum
Ben Annemi SeviyorumWilliam Saroyan · Milliyet Yayınları · 197222 okunma
Reklam
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.