Abdülhamid Batı etkisiyle gerçekleşen Tanzimat Döneminin imparatorluğu parçalanmaya sürüklediğini düşünüyordu, Jön Türkleri de o dönemi canlandırmayı hedefleyen, kendi çıkarları için ekonomik ve sosyal ilerleme kaydetmek isteyen, kısacası liberal ve modern siyasi aktivistler kisvesine bürünmüş, iktidar hırsıyla yanan sahtekarlar olarak resmediyordu.
_Prens Said Halim Paşa, Mısır eski valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu ve 1913-1916 arası Osmanlı Sadrazamı olarak hükümetin başıdır. İttihat Terakki üyesi, Meşrutiyetçi ve muhafazakar islamcılığın en öndeki temsilcilerindendir. Meseleleri İslamcılık açısından ele almıştır. Devletin kurtuluşu için batı kanunlarını değil, şeriatın
Reklam
III. Selim'den itibaren devlet politikası olarak, modern eğitim kurumları kurulmuştu; buradan Batı'yı bilen ve Batı'daki gelişmeleri takip eden yeni bir nesil ortaya çıktı. İşte bu nesil içinde Yeni Osmanlılar, eserleri ve eylemleriyle öne çıkan bir grup olmuştur. Aydın sınıfının ilk temsilcileri olan ve Yeni Osmanlılar denilen
Vatansever Örgütler ve Hareketler:
Osmanlı devletindeki vatanseverler aydınlar Tanzimat uygarlığı oyununun asıl niyetini kısa zamanda anladılar. Gizli örgütler kurarak iç ve dış düşmanlara karşı savaşmaya karar verdiler. Bu örgütler başlıca Jön Türkler, Osmanlılar, İttihat ve Terakki idi. Namık Kemal'in önderliğinde kurulan Yeni Osmanlılar, Tanzimat'ın getirdiği sömürü
Sayfa 226 - HERDEMKitabı okudu
İttihatçıların Yükselişi
1908'de İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne bağlı, Jön Türkler de denen Osmanlı subayları Abdülhamid'e baskı yaparak II. Meşrutiyet'in ilan edil­mesini ve meclisin açılmasını sağladılar. İttihatçılar yeni kuşak Osmanlı subaylarıydı; imparatorluklarını Büyük Devletler'den ayıran uçurumun farkındaydılar. Birçoğunun ailesi 1870'lerde Balkan Savaşları yüzünden yurtlarından olmuştu. Değişim isteyen bu hareket, uzun süredir impara­torluğun Batı'ya açılan penceresi olan Selanik'te başlamıştı. İttihatçılar art arda gelen yenilgilere tanık olmuş, ülkelerinin dış borç altında ezilişini seyretmişlerdi. 20. yüzyıl boyunca birçok ülkeyi sarsan devrimci hareket­lerin ilk dalgasıydı Jön Türkler; bu yüzbaşılar ve albaylar, çaptan düşmüş generaller ve iradesiz politikacılar düzenine baş kaldırmışlardı. Kanun-ı Esasi'nin tekrar geçerli kılınmasıyla imparatorluğun Tanzimat'ın solup gitmiş ideallerine geri döneceğine inanıyorlardı.
Sayfa 44 - Kitap YayıneviKitabı okuyor
Jön Türkler ve bu hareketin bir kısmı tarafından kurulan İttihat ve Terakki Partisi, Tanzimat döneminden farklı olarak, varolan sistemi koruyarak bu sistemin bazı enstrümanlarını degiştirmek yerine, değişimin dozajını bir seviye daha arttırarak, sistemin simgesel değeri olan unsurlarını korumakla birlikte, işleyişini Batı tarzı bir yapıya büründürmeye çalışmışlardır. Şurası unutulmamalıdır ki İttihatçılar, modernitenin sunduğu siyasi seçenekleri, Batı medeniyetinin maddi tezahürü olarak değerlendirmektedirler. Onlara göre meşruti ve parlamenter hükümet sayesinde bütün hastalıklar ortadan kalkacaktır. Çünkü bu yapı hem Şeriat'ı yerli yerine koyacak hem de halkın geleneklerine ve ihtiyaçlarına uygun olacaktı. Onlara göre gerçek İslam'ın özünde varolan “meşveret” ruhu meşruti yapı aracılığı ile ortaya çıkacaktı. Bu ruhun ortaya konulacağı araçlar ise Avrupa'dan alınabilirdi. Anladığımız kadarıyla Meşrutiyet döneminde baştan aşağıya doğru, yani siyasetten başlayarak, modernliğin hayata geçirilmesinin zorunlu olduğu düşünülüyordu. İttihatçılar için bu sadece maddi öğeler sınırlı bir oluşumdu.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam