Ancak çok geçmeden, mektupla ilgili dört bir taraftan soru yağmuruna tutulduk; dost, düşman, tanıdık, tanımadık herkes geldi. Ama pek uzun kalmıyorlardı, en hızlı gidenler en yakın dostlarımızdı.
Sokak yayınlarından çıkan "Tutku Aşk Ve bir öğretmen " Yılmaz Arıbaş ' ın yeni çıkardığı kitabı ..İmzalı olarak gelen kitabını okuma fırsatım oldu .Sade ve anlaşılır bir dille yazılmış, Anadolu betimlemelerinin bol olduğu bir kitap .Anadolu insanı da sık sık anlatılıyor kitapta.Ben 70 li yıllarla ilgili hikayeleri severim.O yüzden de severek okudum.
Konumuza gelecek olursak,Kemal Eskişehir 'in Mihaliccik kasabasinda doğmuş, ailesi hala orada yaşayan bir tarih öğretmeni. Bursa 'nin Kemalpaşa ilçesine tayini çıkıyor ve daha kasabaya girer girmez otogarda bir kız görüp hayallerine alıyor o kızı..Zamanla kasabaya alışıyor, Afife teyze nin evine kiracı olarak giriyor. O kızın da kim olduğunu buluyor, güzeller güzeli Ayşe.
Ayse yi babası çok zengin ama bir halta yaramayan Selim le nişanlıyor .Bir halta yaramıyor ama zengin ,ne kadar tanıdık bir hikaye değil mi? Maalesef o kadar çok var ki bu Ayselerden etrafımızda. Ayşenin gönlü de öğretmen Kemal e düşüyor. Bir plan yapıp kaçmaya karar veriyorlar ve yaz tatiline girildiği gün İstanbula kaçıyorlar.
Acaba mutlu olabilecekler mi ?
Benim hiç istemediğim bir şekilde bitti ama anlatmayacagım tabi ki ..
Bu sıcak hikayeyi alıp okumanızı tavsiye ediyorum ..
Aşk,sadece Aşk değildir. Onu kutsamak,ruhu da ve bedeninde yaşatmaktır...
"Şimdi ben de amacımız için şahsi bir risk alıyorum. Ustam bilgedir. Her zaman olduğu gibi bilgedir o."
"Ne?" dedi Call, sesi titriyordu. "Anlamıyorum. Ustan mı? Sen Ölümün Düşmanı değil misin?"
Call'un şaşkın bakışları altında ellerini kaldıran büyücü gümüş maskeyi indirip altındaki yüzü ortaya çıkardı. Yaralı, yaşlı, çizgili, yıpranmış bir yüzdü bu. Tuhaf bir şekilde tanıdık da olsa Constantine Madden'ın yüzü değildi bu.
"Hayır, Callum Hunt. Ölümün Düşmanı ben değilim," dedi. "Sensin."
Tahakküm,iradenin ve hakimiyetin karşı cinse ait olması,iş ve sosyal yaşamda her daim bir adım geriye itilmesi,köleleştirme,itibarsızlaştırma,ötekileştirme vs.21. yüzyılda bile kadınların başına gelen ve daha kim bilir kaç zamanı kapsayacak bir süreci içerdiğini bilmediğimiz ve maruz kalacağımız olgular bütünü.Feminist okumalarda rastladığımız bu tanıdık olguların hepsi var bu kitapta,peki “neyi farklı geldi ve tercih ettin?” derseniz.Dili diye cevap verebilirim.Aslında çok beğendiğim bir tarzda yazılmamış ancak sade olduğu için tercih edilebilir.Kitaba;üye olduğum bir YouTube kanalında rastladım.Aşırı beğendiğimi söyleyemem ancak kitap kapak tasarımını çok çok beğendim diyebilirim.Sayfa sayısının az olması ve dilinin sade,anlaşılır olması nedeniyle tavsiye edebilirim.Tercih edeceklere keyifli okumalar diliyorum :)
Belki de, onun yokluğunun temel sonucu olarak bir organizatöre dönüşecektim; listeler yapan bir tür minnet klişeleri tüccarı, annesiz küçük çocukların rutinlerinin makinemsi mimarı olarak kalacaktım sonsuza dek. Yas dört boyutlu, soyut, az biraz da tanıdık geliyordu. Üşümüştüm.
Aslında vermek istediğim puan 7,5 :) Akıcı ve detaylara hakim, tanıdık bir dili var yazarın. Yazdıkları hemen canlanıyor sanki. Anonslu kaset doldurulur adlı öyküsünü beğendim en çok.