Anadolu düşman askerlerinden temizlenmiş, Cumhuriyet ilan edilmiş, emperyalist devletler Lozan’ı imzalamak zorunda kalmış, Tam Bağımsız Türkiye kurulmuştur.
16 Mayıs 1919 günü ayrıldığı İstanbul’a, 8 yıl sonra (1927)dönüş hazırlığı içindedir.
Kütüphaneci Nuri Ulusu’ya yanında götürmek istediği kitapların listesini verir.
Nuri Ulusu, o günler şöyle anlatır.
“İstanbul seyahatine giderken istediği kitaplar o kadar fazlaydı ki, karton kutular buldurup kütüphaneye getirtmiştim. Tam içine kitapları doldurmak üzereyken Atatürk kütüphaneye geldi ve ne yaptığımı sordu.
“İstediğiniz kitapları karton kutulara aldırdım, onların içine koydurup trene naklettireceğim” deyince, “Dur bekle biraz”, dedi.
Kitap âdetine şöyle bir baktıktan sonra kütüphaneden çıktı, odasına gitti.
Biraz sonra bir baktım iki tane cephane sandığını muhafız alayı erleri getirip kütüphaneye koyuverdiler. Ne olduğunu anlamadım, bakıp dururken Atatürk içeri geldi, benim şaşkın şaşkın baktığımı görünce, “Ne o Nuri oğlum, şaşırdın değil mi? Şaşırma, şaşırma, savaşta bunlarla cephane taşıdık, sen o zaman çocuktun, bilemezsin, bu sandıklar benim için çok önemlidir. Şimdi o savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor. O da kültür ve sanat savaşımızdır ve okumakla, kitapla olur; İşte şimdi cephane taşıdığımız o sandıklara kitaplarımı koy, bu sandıklarla taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın” dedi.