Yazar Bo-reum son sözünde diyor ki:
Her gün olmasa da sık sık olmasa da, bizler de “bu kadarına sahip olmanın yeterli” olduğunu fark ettiğimiz anlarla karşılaşıyoruz. Endişe ve sabırsızlığın kaybolduğu o anlarda, bunca zaman elimizden geleni yapıp bugünlere kadar gelen benliğimizle gurur duyuyoruz. Eğer bu değerli anların toplandığı mekan
İlk defa bir kitaba bu kadar acımasız bir eleştiri yapacağım. Kitabın hakkında kısmındaki tanıtım bülteni yazısını okuduğumda; zihin açıcı, hayata dair tarafsız sorguların olduğu, filozofların/dervişlerin düşüncelerine yer verilen bir kitap gibi
düşünmüştüm. Kitabı okuyunca, doğru kitabı mı aldım emin olamayıp tekrar tanıtım yazısını okudum.
Ne yazık ki, içeriğinin tanıtımından çok uzak olduğunu düşünüyorum. Ortalama her 4 sayfada farklı bir teselli teması (doğa tesellisi, sevap tesellisi, anlam, acz, latife, irşat, sükut gibi) işlenmiş. Okumaya başladığımda, ramazan programında konuşulan bilimsel olduğunu iddia eden “ilim” sohbetlerini dinliyor gibi hissettim.
Kitap iddialı bir şekilde “çıkmazdakilere…” şeklinde başlıyor bir de; tüm başlıklar soyut, referanslar tamamen manevi, çoğu zaman basit eskide kalmış yaklaşımlar; hangi çıkmazı nasıl hedef alıyor anlamadım. Daha ilk sayfalardan sıkıldım; sıkıcı, ve gerçekten çıkmazda olan birini daha da çıkmaza sürükleyebilir olarak buldum kitabı.
Herkese benden pötibör pıskevittt...
Önemli bir iş tamamlanılınca tatlı bir şeyler dağıtılır bizde. Mesnevi yi okumayı tamamlayabilmek benim nazarımda öyle bir iş. Çok uzun bir zamandır elimde olan bu eser öyle kıymetli kiii...
Anlayamadım geri döndüm, idrak sınırım zorlandı geri döndüm, ağır geldi ara verdim, gözlerim doldu geri döndüm,
🅽🅴🆁🅴🆈🅴 🅺🅲🆂🅼?
Nereye kaçsam, o büyük hakikati görüyorum. Sokakta gezen minicik bir çocuk, evine yetişmeye çalışan bir anne, yorulmaktan yorulmuş bir baba… Nereye kaçsam kitapların, filmlerin izi düşüyor önüme. Baktığım yerler, göremediğim yerleri aydınlatıyor. Dünyanın etrafında dolaşıyorum. Söyleyeceğim sözlerin ağırlığı kalbime
#maryefes'eyolculuk
Hz. İsa çarmıha gerildikten sonra ilk sözünü söyledi: "Baba, onları bağışla. Ne yaptıklarını bilmiyorlar."
"Mucizeler küçük çocuklar içindir."
Merhaba Ayçiçeklerim paylaşmıştım ama teknik bir sebepten silmem gerekti Mary efes'e yolculuk tekrar sizinle. Nasılsınız bakalım,ben hastalık yüzünden bir türlü elime alamadığım kitabı sonunda bittirdim yanlış anlaşılmasın kitap gayet güzel ve sürükleyiciydi benim mecalim yoktu tanıtım bülteni ikinci fotoğrafta Serkan Urgancı ülkemizin tarihi önemini, dinler içinde ne kadar önemli bir yer olduğunu göstermiş kitap da. Romanlaştırarak anlatmak da sıkmadan okumamıza sebep oluyor. Romanda geçen olayların kaynaklarıyla birlikte gerçekler kitabın sonunda yazıyor. Ve kitabın başında Meryem ana'nın efes'e yolculuğu sırasında geçtiği yerleri görebildiğimiz eski bir harita bulunuyor, bu detay aşırı hoşuma gitti o haritayı fotoğraflara ekledim kaydırıp bakabilirsiniz
iblis Meryem'e şöyle seslendi:
"Ademoğlu iyilik yapmak için ebedi cezalandırmadan korktuğu sürece, benim krallığım hüküm sürecek! İkna olmadın mı?"
Telefonu kapatıp, aldığı haberin şokunu atlatınca gözyaşlarına boğuldu. Babasının ölüm haberi, bir yandan oğlunun ölümcül hastalığıyla boğuşan Jane için son derece yıkıcıydı.
#kitaplık #kitap #kitapkurdu #books #bookstagram #kitapincelemesi #okudumbitti #okuyorumyorumluyorum #hergünebirkitap #kitapkeşfet #keşfetteyiz #okuyorum #kitapreels #book #edebiyat #bendenbirkare #günlükvlog
"On beşinizde ölmeniz için iyi bir yol yoktur."
Jane Casey/Maeve Kerrigan serisi - Sessiz kurban
Tanıtım bülteni
GENÇ KIZ İLK KURBANDI... Boğazı kemiğe kadar kesikti, karşı koyma şansı bulamadı. İKİNCİ KURBAN ANNESİYDİ... Kadın, karşı koymak için en azından bir süre mücadele etti. KİMSENİN GÖRMEDİĞİ BİR KATİL NASIL YAKALANIR... Güney
Uzun zamandır polisiye tarzında bir roman okumamıştım. Verdiğim puan itibariyle genel olarak sevdiğimi söyleyebilirim, hatta bazı durumlar ve anlatımındaki rahatsız olduğum kısım olmasaydı daha yüksek puan verebilirdim.
Ben çoğu zaman puan konusunda gaddar davranabiliyorum, şu sıralar okuduğum kitaplara bunu yapmamaya çalışsam da pek
Çocukluğumu kimseye anlatamayacağım.
Özellikle de kasıklarına makas sapladığım o yaşlı ve dul komşu kadını.
Evde kalmış lezbiyen kızının etek traşını ben yapardım,o, çarşıya çıktığında,o,bana annesinin banyoda yıkanışını tasvir ederken,ben de karşısına geçer , atakta,cinsel organımı , pantoloumu sıyırmadan , sağ dizine sürerdim.
Kötü şeyler yaptığımda babam kerpetenle dişlerimi çekerdi... Tanıtım Bülteni ,fazla söze gerek yok.
Sen iyi bir çocuksun bunu kimseye söyleme al bu bez şeytan bebekler senin ...
Kitap, Mata Hari'nin hayatını anlatıyor.. Paulo Coelho, bu eserini Mata Hari ve avukatı arasındaki yazışmalardan yola çıkarak kurgulamış.. Kitabı okuyana kadar ne konusundan ne de Mata Hari'nin kim olduğundan haberim vardı kitabın ismi aksiyonlu bir hikaye vadederken tanıtım bülteni güçlü bir kadın profili ile karşılaşacağımı sezdirmişti.. Aksiyon yoktu güçlü kadın profil ise 'eh işte'
Bundan sonrası spoiler içerir, uyarmadı demeyin
Zor bir yaşamı olan Mata Hari güç sahibi olmak istiyor, hedeflerine ulaşınca da tatminsizlik yaşayıp daha fazlasının peşine düşüyor.. Popülerlik yolunda bazen erkekler onu kullanıyor bazen de o erkekleri kullanıyor.. Kocası anlayışsız biri.. Evliliği sorunlu.. Evliliğinin kıskacından kurtulunca dans etmeye başlıyor.. oryantalist danslar çoğu da kendi uydurduğu (müstehcenlik içeren) figürler.. Popülerliğini yitirince tekrar popüler olmak için uğraşıyor.. Mevkisi yüksek insanlarla ahbaplık kuruyor.. Çevresinin genişliği sebebiyle Almanlar, Fransizlara karşı casusluk yapmasını teklif ediyor.. Mata Hari ise çift taraflı casusluk fikriyle Fransızlara gidip onlar adına casus olmayı teklif ediyor..Aslında casusluk yapmak gibi bir derdi de yok.. Sonunda ava gideyim derken avlanıyor ve çift taraflı casusluk suçundan bir manga askerin kurşunuyla idam ediliyor.. Çabuk okunan bir kitaptı ama konu ve kurgu olarak beni içine çekemedi.. Bu nedenle çok da beğendiğimi söyleyemeyeceğim.. Herkese keyifli günler bol okumalar diliyorum..
CasusPaulo Coelho · Can Yayınları · 20165,8bin okunma