144 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Eylül ayında @soylesi_yorum_ekibi ile
Esra kahya b.
Esra kahya b.
'nın Kambur adlı romanını okudum. @coruh.nesrin tavsiyesiyle tanıştığım roman hem sarsıcı kurgusu hem de kelime oyunlarıyla çok sevdiğim bir kitap oldu. Eser, Bursa Osmangazi Belediyesi'nin Ahmet Hamdi Tanpınar anısına yaptığı yarışmada 2021 roman ödülü almış.
Esra kahya b.
Esra kahya b.
Kastamonu Taşköprü doğumlu, memleketim Zonguldak'ta Türkçe öğretmenliği yapıyor. Kitap "Ben dün gece kendi isteğimle öldüm." cümlesiyle sarsıcı bir şekilde başlıyor ve daha ilk cümleden insanı içine çekiyor. Bir "mim" gibi doğuştan hayata kamburuyla başlayan Acibe, intiharının ardından tabutta bir "elif" gibi doğruluyor. Çünkü ölünce insanların kamburları düzeliyormuş. O da bu sevgisizlik çukurundan tek kurtuluşu ölümde buluyor. Acibe, 35 yıllık hayatına, hem de onu hiç sevmemiş, hırpalamış, hiç anlamaya çalışmamış, ondan utanmış annesine son dakika golü atarak son veriyor. Tabutta konuştuğu bölümlerde insanların samimiyetsizliklerini öyle güzel ifade ediyor ki yazar, satırların esiri oluyorsunuz. Çok gerçek bir anlatımı var yazarın. Acibe, Nazenin, Müsemma, Meskur Bey, Tijen, Turgut, Faruk Nafiz... Roman kişi isimleriyle bile ince ince dokunmuş bir eser. Ahh Acibe... Gerçek kambur kimin acaba diye sorgulatan, fiziksel kamburdan romandaki kişilerin görünmeyen kamburlarına uzanan psikolojik bir roman.
Esra kahya b.
Esra kahya b.
insana kendi kamburlarını sorgulatıyor ve 'kambursuz' bir hayat diliyor... @soylesi_yorum_ekibi @coruh.nesrin #okumakiyileştirir #okudumbitti
Kambur
KamburEsra Kahya · Osmangazi Belediyesi Yayınları · 2021253 okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Kambur... Esra Kahya'nın Osmangazi Belediyesi'nin düzenlediği Tanpınar ödülünü aldığı ilk romanı... . Kamburu sebebiyle sevilmeyen, hor görülen Acibe'nin onları cezalandırmasıyla başlıyor roman... Sonra geçmişe yolculuk başlıyor... . Son davranışlarını bildiğimiz karakterlerin neden o hâle geldiği üzerine bir roman Kambur... İnsanların kendi sırtlarına yükledikleri ya da yüklenen, görünmeyen kamburları gösteriyor bize yazar... Anlatılanlardan dolayı sevilmeyecek bir karakterin yaşadıklarını öğrenince biraz yumuşuyor düşünce sertliği... Sonrasında hangi düşünce ağır basarsa ona göre şekil alıyor hisler... Yani okur gördüğüyle değil, insanların yaşadıklarının nedenleri hakkında öğrendikleriyle karar veriyor karakter hakkındaki görüşüne... Yargılamadan önce sorgula düşüncesini çok hissettim romanda... Bu açıdan çok sevdim romanı...
Kambur
KamburEsra Kahya · Osmangazi Belediyesi Yayınları · 2021253 okunma
Reklam
159 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 1 hours
"Tekil hayatlar da bir gün devrim yapar ya"
Cumhuriyet dönemi yazarları, yazılarında bazen örtük bazense alenen modernizm eleştirileri yaparlar. Benim için o dönemin en büyük modernizm eleştirmeni Ahmet Hamdi Tanpınar, ikincisi ise Reşat Nuri Güntekin’dir. “Alenen modernizm eleştirisini anlarım da, örtük modernizm eleştirisi de neyin nesi?” diyebilirsiniz. Bu soruyu -şayet varlığında
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139.9k okunma
206 syf.
·
Not rated
kitaphaber.com.tr/yazarindan-okur... Yazarından Okura Mektuplar ve Mektupların Gizli Dünyası 25.04.2022 10:02 - Ülker GÜNDOĞDU Mektuplar insanlığa neleri taşır? Mektuplar insanlığın hangi özelliklerini canlı tutmaktadır? Mektuplar dünyayı, insanı, hayatı, geçmişi ve geleceği nasıl
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki MızıkaA. Ali Ural · Şule Yayınları · 202020.1k okunma
382 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 12 days
Saatleri Ayarlayalım..
Bu kitabı daha önce çok okumak istedim. Ama Saatleri Ayarlama Ensitütüsü diyince ben hep mecazi anlamlar çıkarıyordum. Yani gerçekten bu Ensitütünün var olacağını düşünmemiştim. Kitaba ilk başladığımda bunun hayal kırıklığı vardı. Ama isimlerin dahi özenle seçilmiş olduğu bu kitap beklemediğim bir şekilde benim içimi de sardı. Artık
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202342.2k okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
“Bizden uzaklaşmadıkça bize görünmeyen sıhhat, itiyadın verdiği hissizlikle, sağlamların şuurundan kaçıp nasıl ve nereye saklanıyor? Onu ben görüyorum, çünkü benden uzak; onu ben Mithat Bey’in kırmızı yüzünde, çelikli damarlarında, arkadaşımın otururken rahat gerilişlerinde, bacaklarını uzatışlarında, korkusuz bakan gözlerinde görüyorum.” . . Peyami Safa’nın en çarpıcı eserlerinden biri olan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, bacağındaki rahatsızlıktan ötürü çocukluk ve gençlik yıllarını iyileşme ümidiyle bir çok doktorun kapısını çalarak acı ve çaresizlik içinde geçiren bir genç kahramanı konu alıyor. Hasta psikolojisini ele alan bu roman için Ahmet Hamdi Tanpınar “Acının ve ısdırabın yegâne kitabı” derken aynı zamanda bir çok yazar tarafından da bu özelliğinden ötürü Türk Edebiyatı’nda bir ilk olarak kabul ediliyor.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022140 okunma
Reklam