Türk Toplumu Ve İslam Dini
Türk İslam kültüründe farklı dinlerin ve ideolojilerin varlığını aramak haksızlık olmaz. Bunlar ise çoğunlukla Türkler'in İslam öncesi dönemlerinde yer alan özelliklerdir. Şamanizm bunlardan en önemlisi durumundadır. Şöyle ki, şamanizm'in en önemli özelliklerinden birisi, şaman ismi verilen kişi ile ilgilidir. Kaşkari'nin Kahin diye tercüme ettiği Şamana, Türkler Kam diyorlardı. Türklerin bakış açısıyla Kamlar, Tanrı ile insanlar arasında aracılık yapan, korkuyla karışık bir saygı duyulan, gaipten haberler veren, toplumsal konularda hüküm verebilen, Tanrıya adaklar, kurbanlar sunulmasını sağlayan ve ayinleri yöneten, bazen insanüstü güçlere sahip olduğuna inanılan zaman ve mekan sınırlarını aşabilen, görünüşte delice davranışlara sahip, aslında çok zeki kişilerdi. Din değiştirme olayı ile ilgili olarak düşündüğümüzde bu tür özelliklere sahip inanç İslam'da olmadığına göre Türklerin İslami Dönemde bu inançlarını terk etmiş olmalarını beklemek gerekir. Fakat araştırıldığında bu inancın devam ettiği görülüyor. Şaman (Kam)lara ilişkin inançlar aynen devam eder ancak bazı şekil değişikliklerine uğrayarak Bugün Ata, baba, derviş gibi isimlerle anılan ve İslami Dönemde Türklerin büyük saygı gösterip bağlandıkları kişilere ilişkin inanç ve düşüncelerin Şaman' ınki ile aynı olduğunu kolaylıkla tespit edebilmekteyiz. Muhteva aynıdır değişiklik sadece isimdedir.
Sayfa 35
Gök Tanrı Dini
Eski Turklerin Şamanizm öncesi dini Gök Tanrı diniydi. Göğün simgeledigi kutsallık, kozmik hiyerarşi, Tanrı'nın oğulları , Tengri, Tanrı'nın elçisi, göksel irtibat.
Reklam
Eski Türklerin kendi dinlerini nasıl adlandırdıklarına dair bir bilgi yoktur. Fakat araştırmacılar tarafından bu dine "Şamanizm" adı verilmiştir. J.P. Roux Türklerin dinine, Tanrı panteonunda Gök Tengri olmasından dolayı, "Tengrizm" demiştir. Altay-Sayan Türkleri kendi dinî inanç, kural ve kanunlarını "Yang" olarak tanımlar. Budizm ya da Türklerin tanımı ile Burhanizm ortaya çıktığında ise, bu inanç "Ak Yang" olarak adlandırılmış, Şamanizm'e ise "Kara Yang" adını vermişlerdir. Çünkü mitolojiye göre ilk şaman olan Yangara (Yang Kara), yer altı tanrısı Erlik Han tarafından eğitilmiştir (Protapov, 2012, s.45)
Kadının ve vatanın Türklerde ön planda olmasının arka planında Ötüken ve onun bağlantılı olduğu mitolojik ana kültü yatmaktadır. Burada bir parantez açmak elzem oldu. Türkler milli inanışlarını ve binlerce yıl önceden getirdikleri şamanist inançlarını bırakıp erkek egemen bir Tanrı anlayışını dinin merkezine oturtan Ortadoğu merkezli dinlere girdikten sonra hem vatan kavramının kutsallığını hemde kadın merkezli bir aile yapısını unuttular. Kadın, Arap ve Yahudi geleneklerinin şekillendirdiği dini buyruklarını tanrısal bir emir olarak dikta ettirmeye çalışan erkekler tarafından arka plana itildi ve mitsel çağlarda bereketin, ocağın ve bilgeliğin koruyucusu olan kadın üzülerek ifade etmeliyim ki bu erkek egemen dini anlayışın vermiş olduğu nobran yorumlarla şeytanlaştırıldı. Katolikler tarafından kadının şeytanlaşması yada cadı olarak avlanması ortaçağın fikirsel karanlığını anlatması bakımından yeterlidir.
Sayfa 252
Dinler tarihinde tespit edilen bir hususa göre, hiçbir din saf halde kalmamış, Tanrı her zaman kutsal sayılan ikinci derecede yan varlıklar ile çevrili bulunmuştur. Tarihin en büyük dinlerinde bile durum böyledir. Hrıstiyanlıkta bir yerine üç olan Tanrı kişiliğinden başka, Meryem Ana, melekler, azizler ve ölü ruhları kutsaldır. İslamiyette, İhlas Suresi'nde "Allah'ın birliği ve vasıfları din felsefesi ve edebiyatında görülmemiş bir şekilde belirtilmiş" olduğu halde, Bakara Suresi'nde peygamberlere, kitaplara, meleklere iman vardır. Ama eski Türk dininde, kesinlikle tek bir Tanrı mevcut olup, O'nun yanında, ikinci bir öge yoktur. En azından buna eldeki tarihi kaynaklarda rastlanılmıyor. Kök Tengri dininin Türklere mahsus bir inanç olduğu Tanrı kelimesinden de anlaşılır. Bu kelime bütün Türk lehçelerinde olduğu gibi, Türkçeden birçok Asyalı kavmin diline de geçmiştir. Eski Türkçedeki Tengri terimi, günümüzün değişik Türk lehçelerinde, her lehçenin fonetik özelliklerine göre tengri, tengere, tangrı, tangara, ture şekillerinde söylenir (Gömeç 2011; 104).
Dini itikad olarak varlığının M.Ö. 5. yüzyıla kadar indiği söylenen Kök Tengri'nin, Asya Hunları arasında bile tek bir ulu varlığı temsil ettiği kayıtlıdır. Gökyüzündeki nesnelerin büyük rol oynadığı eski halk dinlerinde güneş, ay ve yıldızların tanrı olarak tanınmalarına karşılık, Türkler göğü bütün (uzay) olarak sembolleştirmişlerdir. Dolayısıyla bu inanç sistemi sadece Türklere özgüdür. Kök Tengri yalnızca kendisine itaat edilmesi gereken, koruyucu bir kudret olduğu halde, diğer varlıklar (güneş, ay, yıldızlar) için önemli bir fonksiyon mevcut değildi. Mesela Bizans kaynaklarında, Türk ülkesinde Kök Tengri'nin tek yaratıcı varlık olduğuna; Türklerin ateş, su gibi bazı şeylere kutsallık yüklemelerine rağmen, ancak yer ve göğün yaratıcısı Tanrı'ya taptıkları yazılıdır(Gömeç 2011; 103).
Reklam
130 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.