Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayatın tam olarak nerede başlayıp bittiğini çözmek hiç kolay değil.
Emniyet dosyalarında, kayıp listelerinde adımız, fotoğrafımız yok. Gelgelelim internet üzerinden tüm dünyaya fotoğraflarını dağıtan da bizleriz. Kongo'dan, Japonya'dan, İsveç'ten, Meksika'dan belki, birileri bizi bulsa fena olmaz, ha? Yabancıların alakasına tenezzül ediyoruz. İster müşteri, ister satıcı kılığına girmiş olsunlar. Yazık ki şeytan bile yüzümüze bakmıyor artık. Eskiden ne güzeldi. Tanrı bizimle, melekler yanımızda, şeytan peşimizdeydi. Ruh çağırıyorduk; ölüler sağolsunlar- üşenmeyip geliyorlardı. Şimdi, biriyle karşılıklı oturmuş sohbet ederken bile bir anda kayboluyoruz. Ding! Bildirim geliyor ve 'Puf!' artık orada değiliz. Tüm hayatımız, kim isek o olmamak, kiminleysek onunla olmamak, nerede isek orada olmamak ilkeleriyle akıyor.
Reklam
xufludyodlxylxkysc :)
"Abin nerede?" diye sordu. "Öldü." Sesi sertti. "İntihar." "İntihar mı?" Calvin'in göğsü daraldı. "Nasıl?" "Kendini astı." "Ama... ama niye?" "Babam Tanrı'nın ondan nefret ettiğini söyledi diye." "Ama... ama..." "Dediğim gibi, babam çok ikna ediciydi.
Sayfa 45
80 syf.
5/10 puan verdi
Algernon Blackwood - Wendigo @ithakiyayinlari ° "... yüreği aniden boşaltılmış ve her tür duygudan arındırılmıştı sanki." ° Selamlar . Karanlık Kitaplık sevdiğim serilerden . Bazen bana istediğimi vermese bile okumaya devam edeceğim . Yazarın daha önce bir kitabını daha okumuştum. Kendisi ormana ve kadim varlıklara takmış durumda .
Wendigo
WendigoAlgernon Blackwood · İthaki Yayınları · 2023148 okunma
“Cossa’nın tablosuna bakın. Baba Tanrı nerede? Güvercin nerede? Onları bulabilmek için aramak gerekiyor. Perspektif, orantılarıyla Tanrı’yı tam Cebrail’in üstündeki, uzaklardaki, gökteki küçük bir figüre indirgemiş. Güvercine gelince orada işte, uçuyor, Tanrı’nın yakınında; ama güçlükle görüyorsunuz onu. E doğal, sinek pisliği gibi. Perspektif her şeyi ele geçirmiş: Buluşmanın özünü, amacını ve sonucunu, yaratılana gelen Yaratıcı’yı, görünene gelen görünmezi nasil gösterebilirdi ki? İşte salyangozun bizden görmemizi olmasa da sezmemizi istediği şey bu.” Francesso del Casso, Meryem’e Müjde Daniel Arasse/Yakın Bakış sf.38
"Tabancamı evirip çevirdim. Ölmek nedir? Ya ölümden son­ rası... Eğer din kitaplarının yazdığı gibi ruh ölmezse ... Kendini öldürmenin ne faydası olur? Ben başımın içindeki zonklamadan kurtulmak umuduyla istiyorum ölümü ... Gücü yeter mi insanın bundan kurtulmaya? .. Nerede bulmalı bu sorunun karşılığını? .. Dışarısı katran karanlığı... Uzaklarda şimşekler çakıyor. Bunalı­ yorum. Şimşekler çakıyor. 'Ölümün ötesi ışık' der gibi ... 'Rahat­ lık' der gibi. .. Tanrı günahlarımı affetsin! Çok mu günah işledik biz komutanım? Namluyu şakağıma dayadım. Ürperdi vücudum tepeden tırnağa ...
Reklam
Karısı en son kaçırılacak Tanrı: Hades
Theseus'un Yeraltı Dünyası'na inişi kendi fikri değildi. Oraya gidenlerin aksine, Theseus'un özel ve kişisel bir amacı da yoktu. Sadece dostu Pirithous'un Persephone'u kaçırmasına yardımcı olmak için gitti. Daha önce Theseus güzelliği dillere destan Helen'le evlenmek istemiş, Pirithous da onu kaçırmasına yardım etmişti. Şimdi de Pirithous Persephone'la evlenmek istiyordu ve Theseus onun iyiliğine karşılık vermek zorundaydı. İki kral Yeraltı Dünyası'nın engellerini büyük zorluklarla aşıp sonunda Hades'in sarayına ulaştılar. Oraya varınca Hades'e Persephone'u almaya geldiklerini söylediler. Hades buna çok güldü (isteklerini yerine getirmeye hiç niyeti yoktu) ve onlara yer gösterdi. Delikanlılar oturunca hareket edemez hale geldiler. Hades onları tuzağa düşürerek yıllar boyunca kalkamayacakları Unutkanlık İskemlelerine oturtmuştu. Bu iskemlelerde her şeyi, kim olduklarını, nerede olduklarını ve neden orada olduklarını unuttular ve, zihinleri tümüyle boşalmış bir halde hareketsiz oturup kaldılar. Daha sonra Herakles Yeraltı Dünyası'na indiğinde Theseus'u kurtardı. Pirithous'u kurtarmak üzereyken yer korkunç bir şekilde sarsıldı. Hades karısını kaçırmaya gelen ölümlünün kaçmasına izin vermeyecekti. Pirithous sonsuza dek Yeraltı Dünyası'nda kaldı.
Sayfa 91 - Say yayınları, Theseus, Pirithous ve Hades.Kitabı okuyor
Hazreti ibrahim, oğlunun "Kuzu nerede?"sorusuna biran sustuktan sonra, şöyle cevap verır: "Kuzuyu Tanrı verecek oğlum." Benim sorum daha kolay: "Bizim kalplerimize insanlığı kim verecek?"
Hazreti İbrahim, oğlunun “Kuzu nerede?” sorusuna bir an sustuktan sonra, şöyle cevap verir: “Kuzuyu Tanrı verecek oğlum.” Benim sorum daha kolay: “Bizim kalplerimize insanlığı kim verecek?”
Filozoflar arasında felsefenin Prensi Spinoza’dır. Bunun en büyük nedeninin Spinoza’nın her argümanının sonsuza dair olmasıdır. Spinoza, sonsuzun filozofudur. Bugünkü hakim bilim birçok “başarıya” imza atmış olsa da ve hatta Kuantum Mekaniği gibi bir paradigma dahi Spinoza’nın sonsuza yönelik düşünceleri karşısında güdük kalır. Temel neden ise, Big Bang teorisi dahi;” başlangıçta top gibi bir enerji vardı ve her şey bu enerjinin içerisinde idi, argümanıdır. Bu enerji gitgide yayılarak bugünkü evreni meydana getirdi. Zaman dahi böyle oluştu, der. Zamanın mümkün olabilmesi için hareketin mevcut olması gerekir. Peki hareketin kendisi zamanı mümkün kılıyorsa ilk hareket ettirici güdümü mümkün kılan şey neydi? Veya şöyle soralım, o enerji topu neyin üzerinde duruyordu? Uzamdan ayrı bir şey nerede durabilir? Demek ki uzam mevcuttu. Uzam mevcut ise “nasıl” sorusu, hareketi akla getirir. Aristoteles ilk hareket ettiriciyi Tanrı olarak addetmişti. Hareketsiz maddeye karşılık temel bir itici güç mevcut olmalıydı ki hareket meydana gelsin. Spinoza ise bu temelsiz yöne karşı oldukça önemli argümanlar ortaya koyar. Sonsuz evrenin ucu bucağı yoktur. Bugün paralel evren diyebiliyorsak bu zorunlu olarak Spinoza felsefesinden mütevellit biçimde ortaya konulabilir. İnsanlar daima bir başlangıç ve son fikrine takılıp kalmıştır. Halbuki temele inersek dinsel bir inanıştır bu inancın temeli.
Reklam
Kaybedilen bahçe
İrlandalı immateryalist filozof George Berkeley maddelerin birer gerçekliği olmadığını iddia ediyordu. Ona göre ancak ruh vardır ve maddenin varlığı ise ancak algılanmak ve idrak edilmekten ibarettir. Berkeley’in iddiasına dair verilen meşhur bir örnek vardır. Bu örneği Berkeley, Hylas ve Philonous Arasında Üç Konuşma isimli eserinde bizzat
Hazreti İbrahim, oğlunun “Kuzu nerede?” sorusuna bir an sustuktan sonra, şöyle cevap verir: “Kuzuyu Tanrı verecek oğlum.” Benim sorum daha kolay: “Bizim kalplerimize insanlığı kim verecek?”
KUR'AN AYETLERİNİN SAYISI
Said Nursi: "Kur'an... ondört asır müddetinde her dakikada altıbin altıyüz altmışaltı ayetleri, kemâl-i ihtiramla (kusursuz saygı ile) hiç olmazsa yüz milyondan ziyade insanların dilleriyle okunuyor."(1) Keskinoğlu da şöyle demektedir: Ayetleri yuvarlak rakam olarak 6666 sayarlar. Bazılarınca daha azdır. Çünkü mukattaatı bir ayet
Sayfa 85 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Hazreti Ibrahim, oğ­lunun "Kuzu nerede?" sorusuna bir an sustuktan sonra, şöy­le cevap verir: "Kuzuyu Tanrı verecek oğlum." Benim sorum daha kolay: "Bizim kalplerimize insanlığı kim verecek?"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.