Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Din, yaygın bir tür ruh hastalığıdır; saplantı nevrozudur, çarpıtılmış masallardır, gerçeğin inkarı sonucu oluşan toz pembe yanılsamalar sistemidir, uydurmadır, hurafedir, putperestliktir. Bu putlar ise kendi fantezilerimizdir. Dine karşı olan şeye hakikat denir. Tanrı ise abartılmış bir baba figürüdür. _Din, ırkın karakteridir _Uygarlığı
A’raf Sûresi: 1-206
1-) Eliif, Lââm, Miiim, Saaad. 2-) Sana inzâl edilen bu Hakikat ve Sünnetullâh BİLGİsi (Kitap), Onunla, (iman etmeyenleri) uyarman ve iman edenlere (neye - nasıl iman edip, neleri yapmaları konusunda) öğüt vermen içindir... Artık içinde, bundan dolayı bir sıkıntı olmasın. 3-) Rabbinizden size inzâl olunana tâbi olun... Rabbinizin dûnunda velîlere
Reklam
422 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Birleşik Devletlerden Türkiye ve hatta Irak'a kadar uzanan macera ve bilgi dolu bir kitaptı. Washington'da yaşayan, babası Türk asıllı olan Joshua'nın hayatına giren kadın yüzünden herkesten uzaklaştığı ve kendini bile unuttuğu dönemler, gördüğü bir rüya sonucu sona erer. Bu rüyanın etkisi ile kendine gelen Joshua babasının yaşadığı yeri görmek için Washington'dan Türkiye Erzurum'a kadar gelir. Burada tanıştığı bir üniversite profesörü ile Fırat Nehri'ni araştırmak üzere uzun bir yolculuğa çıkar. Bu sırada dedektif Darren Joshua'nın terk ettiği kadının bir seri katil olduğunu anlar ve hayatının tehlikede olduğunu düşündüğü Joshua'nın peşinden Basra'ya kadar gider. Joshua bu yolculuk sırasında Sümerler, Babil, Çift Başlı Kartal, Hayat Ağacı, Gök Tanrı inancı ve şamanlık ile ilgili bir sürü bilgi öğrenmiştir ve yaşadığı doğa üstü olaylarla bağlantısını kurmaya başlar. Seri katil olan kadın aslında kötü bir ruhtur ve onun peşindedir. Gördüğü her şeyin, hatta seyahat ettiği profesörün bile bir hayalden ibaret olup olmadığını Fırat Nehri'nin denize döküldüğü yerde öğrenen Joshua ve bizler için de nefes kesen bir macera oldu. Çok güzel bir kitaptı. Kurgu üzerinden bize anlatılan mitoloji, din ve inançlar harika işlenmiş. Ben çok beğendim :)
Tanrı'nın Temsilcileri
Tanrı'nın TemsilcileriKutsal Topaloğlu · Bilgi Yayınevi · 201791 okunma
Danimarkalı filozof Soren Kierkegaard korkuyu, bu sizi yok edecek olsa bile özgür olduğunuzu ispatlamak için yapmanız gereken şeyin bilgisi olarak tanımlıyor. Buna örnek olarak, Cennet Bahçesi'nde Tanrı kendisine Bilgi Ağacı'nı gösterip, "Bu ağacın meyvesini yeme" diyene kadar mutlu ve halinden memnun yaşayan Âdem'i gösteriyor. Âdem o andan itibaren özgür değildir. Bu onu mahvedecek olsa bile özgürlüğünü ispatlamak için ihlal edebileceği, ihlal etmesi gereken bir kural vardır. Kierkegaard bir şeyi yapmamız yasaklandığı anda, bu şeyi yapacağımızı söylüyor. Bu kaçınılmazdır.
Sayfa 236Kitabı okudu
422 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Victor Hugo, Albert Camus ve Stefan Zweig'in eserlerini okuduktan sonra Kutsal Topaloğlu'nun Tanrı'nın Temsilcileri isimli bu kitaba başladım. Böylesine kalemi güçlü yazarları okuduktan sonra özellikle kitabın başlarındaki anlatım tekniği, cümlelerin kuruluşu beni tatmin etmedi. Amerikada geçen diyolaglar oldukça basitti. Karekterlerin isimlerinin yabancı olması ve yer adlarının Amerika'daki yerler olması dışında sanki Türk karekterlerin konuşuyormuş hissi oluştu bende. Yazar metni yazdıktan sonra en azından bu kültüre aşina olan yazar veya çevirmenlerden yardım alabilirdi. Edebi açıdan yetersiz olduğu kanısındayım. Olay ve kurgu açısından ise ilginç ve heyecan verici idi. Kitap üzerinde çok daha fazla çalışılsa, cümleler elden geçirilse çok daha başka bir eser ortayaçıkabilirdi. Kitabın konusunu beğendim. Polisiye, mitoloji, tarih iç içe. Ozellikle Fırat nehri boyunca yapılan keşifte, bu nehir etrafında kurulan medeniyetler ile ilgili bilgiler doyurucu. Okuyucuda bu yerlerle ilgili araştırma yapma ya da bu yerleri gidip görme isteği oluşuyor. Çift başlı kartal ve hayat ağacı açıklamaları ile Gök Tanrı inancına ışık tutuluyor. Kitabın konusuna ilişkin iyi bir araştırma yapıldığını da gözden kaçırmamak gerekiyor. Gerek Gök Tanrı inancına ilişkin, gerekse Fırat Nehri boyunca kurulan eski ve yeni yerleşim yerlerine ilişkin araştırmalar yapılmış ve okuyucuya doğru bilgi sunma gayretinde olunmuştur. Eksiklikleri ile, fazlası ile (belki de biraz uzun anlatıp olayı dağıtmasıyla) büyük bir emek ortaya konulduğu aşikar olan bu kitapta okuyucunun bulabileceği bir çok şey var. Yazarını tebrik ediyor, okuyacaklara keyifli okumalar diliyorum.
Tanrı'nın Temsilcileri
Tanrı'nın TemsilcileriKutsal Topaloğlu · Bilgi Yayınevi · 201791 okunma
kibir
Kibir duygusunun arka planında aslında insanın Tanrı’ya öykünmesi saklıdır. Çünkü insan, Tanrı kadar kudretli ve ölümsüz olamaz. O’nun gibi olabilmesi için elinde kalan tek çare, bilgili olmaktır. Kutsal metinlerde geçen “ilk günah ağacı”nın aslında “bilgi ağacı” olduğu ve insanın o ağacının meyvesini yediğinde gözlerinin açılacağı, iyiyi kötüyü bilerek Tanrı gibi olacağı düşüncesi yatar. Fransız İhtilali’nden sonraki dönemin resmi dini olarak ortaya çıkan “akıl dini” (culte de la raison) insanın aklıyla, bilgisiyle, düşüncesiyle, tanrılaşmasını kurumsallaştıran bir anlayışın ürünüydü.
Reklam
Bilgi şüphedir Adem.
“Yar.2: 7 RAB Tanrı Adem'i topraktan Yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.   Yar.2: 8 RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu.   Yar.2: 9 Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.  ”
Ne Yani? Yasak meyve kenevir miydi?
Peki öyleyse, Tanrı'nın Cennet'te Adem ile Havva'dan saklamak istediği bilgi ne idi? İlahiyatçılar bu soruyu dur durak bilmeden tartışacağa benziyor; ancak bence en önemli yanıt gözümüzün önünde saklı. Adem ile Havva'nın meyveyi tadarak elde edecekleri bilginin içeriği, biçimi kadar önemli değil; yani, herhangi bir ruhani bilgiye bir ağaçtan –doğadan ulaşılabileceği gerçeği. Yeni inanç insanların sihirli doğa ile bağını koparma, ilgimizi gökteki tek Tanrı'ya çekerek bitki ve hayvanların dünyasının sihrini yok etme peşindeydi. Ancak kuşaklar boyu bitkiye tapmış paganlar işin doğrusunu bilirken, Yahova, bilgi ağacı yokmuş gibi davranamazdı. Böylece pagan ağacın Cennet'te büyümesine izin verildi; ancak artık bitki, güçlü bir tabu ile kuşatılmıştı. Yeni Tanrı, "Evet," diyordu, "doğada ruhsal bilgi var". Ancak uyarıyordu: baştan çıkarışları şiddetlidir, fakat benim şiddetim daha büyüktür. Ona teslim olursanız, cezalandırılırsınız.
Sayfa 199 - EPUBKitabı okudu
"Ne acıdır ki Allah, Yehova, Tanrı -ona ne ad verdiğiniz önemli değil- günümüzde yaşamıyordu, çünkü yaşıyor olsaydı bizler hala cennette olurduk. O ise, ön kararlar, son kararlar, yargıtay, danıştay, içtihat, müdafaa, temyiz, tashih derken, gırtlağına kadar hukukla boğuşuyor olurdu Adem ile Havva 'yı cennetten kovuşunu haklı göstermek için. Ne de olsa yasalarda yazılı olmayan keyfi bir kuralı çiğnemişti onlar: İYİ ile KÖTÜ' yü ayırt eden Bilgi Ağacı' nın meyvesini yemeyeceksin. Peki bu meyvenin tadılmasını istemiyordu da neden söz konusu ağacı cennetin duvarları dışında bırakacağına tam ortasına dikmişti? Mari, bir avukat olarak o çifti savunacak olsa hiç kuşkusuz Tanrı' yı idari ihmalle suçlardı; çünkü ağacı yanlış yere diktiği yetmiyormuş gibi, çevresine uyarı levhaları ve bariyerler koymamış, en basit güvenlik önlemleri bile almamış, böylece herkesi tehlikeyle karşı karşıya bırakmıştı. Mari, Tanrı' yı suça teşvikle de suçlayabilirdi, çünkü ağacın nerede olduğunu Adem ile Havva'ya o göstermişti. Bu konuda bir şey söylememiş olsaydı (...) yasak meyveye el uzatmak kimsenin aklına gelmeyecekti, benzer ağaçlarla dolu bir ormanda bulunduğundan kimse onun özel değerini bilmeyecekti.
Sayfa 114 - Sorgu ve KarmaşaKitabı okudu
258 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.