Türkçülüğün Önemli Meseleleri Türkçülük, bütün Türklerin tek devlet halinde birleşerek, her bakımdan bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür. Bunun değişmeyen iki unsuru vardır: Soyculuk, Turancılık. Soyculuk, ilk önce bir milli savunma vasıtasıdır. Türkelindeki azınlıkların, kendi aralarında gizlice yürüttükleri, soy şuuruna karşı
184 syf.
·
Not rated
“Bunları söyleyen yüreğim olmalıydı.” Kitabımızın kahramanları Zeze, şeker portakalı Minguinho ve Portuga.. Yazar hikayeyi tek bir kahramanın ağzından anlatıyor fakat siz hikayeyi bütün kahramanların yüreğinden okuyabiliyorsunuz. Zeze küçük bir çocuk olarak karşımıza çıksa da bulunduğu hayat her yaşın içinde bulunacağı bir yaşam. Yoksul bir
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022232k okunma
Reklam
Delilik Üzerine
“Ben deli değilim, benden başka herkes deli olduğu için beni deli zannediyorlar. İnsanın kendi olabileceği tek yer akıl hastanesidir sanırdım, yanılmışım. Delirmeye bile hakkınız yok burada. Tımarhane delirme hakkının kutsandığı mabed değil midir? Değilmiş! İnsan tımarhanede bile delirme hakkını elde edemiyorsa ölsün daha iyi. Ben size ve
Tanrının İçinde Yok Olmak
Korkulanınızın ufkunda şimdiden bir tebessüm doğmaktadır... Zira sonunda O kazanmamalıdır; büyük harfle yazılan ismini lekelemek, istihzamıza düşer; saçtığı titremeleri dağıtmak da yüreğimize...
Metis YayınlarıKitabı okudu
Mekke şehri, İslamiyet öncesi bu çoğulcu Arap toplumunun mer­kezidir. Daha sonra "Allah'ın Evi" diye benimsetilecek olan Kâbe, çok tanrılı Arap toplumunun dinsel merkezi, hac yeridir. Çok tanrılı Arap toplumunun Ay tanrısı Hubal, önemli ilaheleri Menat, Lat, Uzza başta olmak üzere diğer pekçok tanrının sembolleri burada bulunur ve herkes kendi putları yanısıra diğerlerinin de putlarına karşı saygılı olur. Kabe, tüm tanrıların kutsal evi olarak bütün taraflardan saygı görür; adeta ilkel bir demokrasinin kutsal merkezi ve güvencesi konumundadır. Ne tan­rılar ne de taraftarlan bu nedenle birbirleriyle kavga etmezler. Aksine bu tanrılar evinin korunmasını ve bakımını birlikte üstlenirler. Bu arada en büyük tanrı olarak Allah da, kendisine inanılan tanrılardan biri olarak varlığını sürdürür. Özetle İslamiyet öncesi Kâbe, Allah da dahil varlığına inanılan tüm tanrıların hak eşitliği içinde birarada bulunduğu ve onlara inananların da ortak saygısıyla karşılanıp korunan bir dinsel toplumsal/siyasal de­mokrasisinin anıtı gibidir. Daha ötesi, V. yüzyıldan beri Mekke'ye Kureyş kabilesinin egemenliği sözkonusu olmasına rağmen, kabileler arası dengeler temelinde işleyen bu görece demokratik ortam varlığından birşey kaybetmez.
Sayfa 169 - Literatür YayıncılıkKitabı okudu
Tanrı’nın içinde yok olmak
Böyle bir varlık gerçekten olsaydı; zayıflıklarımız kararlarımıza, derinliklerimiz sınamalarımıza üstün gelseydi, o zaman hâlâ düşünmeyi sürdürmek beyhude olmaz mıydı?
Reklam
1,000 öğeden 591 ile 600 arasındakiler gösteriliyor.