Tanzimat ile başlatılan batılılaşma sevdası,
Önceleri kaçanak bir aşk gibi, toplumdan sakınılarak uygulanan batılı yaşam, daha sonra siyasi erk eliyle meşruluk kazanınca büyük bir hevesle sokağa çıktı. Türk edebiyatında, romanlara yansıyan karakterler, yenileşme, asrileşme ve batılı olma hevesinin mizah boyutunda öncüleri payesini aldılar.
Sayfa 108 - Ekin yayınlarıKitabı okuyor
180 syf.
2/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Tanzimat Dönemi'nin ünlü yazarı Ahmet Mithat Efendi'nin doğu-batı çatışması temasıyla yazdığı, dönemin toplumsal konularına sıkça yer veren romanıdır. Tanzimat Dönemi'nin genel özelliklerini taşır, teknik açıda birçok yönden kusurludur. Mesela Tanzimat Dönemi ile ilgili özelliklerden biri, yazarın metni ve olay akışını bölerek
Felâtun Bey ile Râkım Efendi
Felâtun Bey ile Râkım EfendiAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201822,6bin okunma
Reklam
sebeple eski edebiyatımız Acem zevkinin, Tanzimat edebiyatı da Fransız zevkinin mahsullerinden ibaret kaldı ve şimdiye kadar bizde millî bir edebiyat husule gelmedi.
Tanzimat ve Genç Osmanlılık hareketlerinde de “Türkleri birleştirmek” fikrinin varlığına dair hiçbir nişaneye rast gelmedim.
Tanzimat devrinde terk etmek istediği “din devleti” şeklini tekrar alıyordu.
Orhan Pamuk da söylüyor romanında ve hatıratında… Tanzimat yıllarından başlayarak kademe kademe dinden, gelenekten uzaklaşılıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında türeyen zümre, dini yanlarında çalışan müstahdemin, hizmetkârın bağlandığı hurafe olarak görüyor. Başörtüsü, gelenek, namaz alt zümrenin simgeleri gibi değerlendiriliyor. Hepimiz payımızı almıştık bu olumsuz havadan.
Reklam
Son iki asır boyunca meydana gelen değişiklikler, Araplar ile diğer unsurlar arasındaki bağların sarsılmasına yol açmıştır. Sultan II. Mahmud zamanında ilan edilen Tanzimat Fermanı[!], Kurandan ve Peygamberin sünnetinden elde edilen İslâmî öğretilerden ayrılarak bizzat bu yolu benimseyenlerin bile anlamadığı Batı tarzı yeni ve garip bir yola girme macerasındaki ilk basamaktı.
Sayfa 222Kitabı okudu
Galatasaray’ın kuruluş tarihi 1868’dir. Tanzimat ricali Mekteb-i Sultanî denen bu okulu niye kurdu? Belli ki yabancı dil eğitimi görmek lâzım. Bu yapılıyor İstanbul’da. Cizvitler, Lazaristler yani Saint George rahipleri, Benediktenler, gelmiş bir sürü okul açmışlar, millet çocuklarını bunlara yolluyor. Tanzimat’ın büyükleri düşünüyor: “Batılılık lâzımsa, onu da biz yapmalıyız.” O zaman Galatasaray kuruluyor.
Rakı içilir mi hiç çiçeksiz çiçeksiz ölürüm dükkânları hem kim olsa ölür ispatinin ebesi zulmü ilan edilmiş sokağa çıkar yalnızlığının ut sesi bir fonograf tanzimat fermanında unutulmuş Hacivat gelip kahkahalar tarafından iğne ister Yalnız belki çocuklar için atlı gülen tramvayı ölümün cumhuriyete enflasyonu sekiz memeli bir zenne o çirkinim tasviri efkâr bir zindan vakitlere açıktır kepengi aşkı memnu ölü teyzesine yazlığa giden kim çocuk pire kasketini deve kimler giyer acaba zehir dükkanları çiçek çiçekçi pera'da Benim ut teyzem de ölü galiba hacivat şimdi şu rakıdan ne diye vergi alırlar sanki.
Sayfa 55 - /UT/
255 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
İlk Türk Polisiye Roman
Tanzimat döneminde yaşasaydım kesinlikle ahbaplık ederdim diye düşündüğüm yazarlardan bir tanesi Ahmet Mithat Efendi. Sevgili Yazarımızın yayımlanan iki yüze yakın eseri bulunmaktadır. Edebiyat çevrelerince "Yazı Makinesi" lakabı ile tanınan yazarımız, Türk halkını bilinçlendirmek, okuma alışkanlığı kazandırmak ve aydın kesim ile halk
Esrâr-ı Cinâyât
Esrâr-ı CinâyâtAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,716 okunma
Reklam
"Din problemi, şer problemi, Avrupalılaşma problemi... bizim de gevelediğimiz mefhumlar. Ama kimsenin bu problemler üzerinde kafa yorduğu yok. Sağ, kovuğuna çekilmiş, münzevi, mazlum, mustarip. Sol, eline tutuşturulan reçeteyi kekeliyor, mânâsını anlamadığı reçeteyi. Tek ortak duygu: düşmanlık. Diyalog yok. Tanzimat'tan beri hazır elbiseye meraklıyız, hazır elbiseye ve hazır medeniyete... Tefekkür kılıçla fethedilmez, bir parça kendi kafamızla düşünmek ne kadar güç.
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Emine Işınsu/ Nisan Yağmuru. (1938- 2021) Yazar, Kars'ta doğdu. Halide Nusret Zorlutuna'nın kızıdır. Ankara Koleji'ni bitirdi. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü öğrencisi iken öğrenimini yarıda bırakarak fıkra yazarlığına başladı. 1971'de bir neslin yetişmesinde büyük etkisi olan ilim ve fikir dergisi Töre'yi çıkardı.  Emine Işınsu Tanzimat'tan bugüne yetişen kadın romancılarımız içinde, kendi insanını tanıyarak, duyarak, yaşayarak ve en önemlisi de severek anlatan, milletine ve değerlerine yabancılaşmamış bir romancıdır. Kalemi ile hayatı iç içe olduğundan roman anlayışı da gerçekçidir. Romanlarında insanın çıkmazlarını ve iç çatışmalarını, özellikle kadın karakterleri ve onların psikolojik çözümlemelerini verişi, yazarlığının üstün yanlarını meydana getirir. Yazdığı her roman okuyucuda bıraktığı derin tesirler nedeniyle birer klasiktir aslında.. Tasavvufla ilgili yazmış olduğu romanlarından belki de en önemlisi bu eseridir. Ankara'da bir sedefkar tezgahında başlayan arayış, sedefkar dostunun başka şehre göçüyle bu kadar güzel kurgulanmıştır ki, okuyucu da tasavvufa karşı olumlu bir istek meydana getirirken, ayrılığın bile bir şehirden başka bir şehre olması dolayısıyla romanda ölüme bile çare bulmuştur. Okuyucusunun çok olması dileğiyle... #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Nisan Yağmuru
Nisan YağmuruEmine Işınsu · Bilge Kültür Sanat · 2013131 okunma
Osmanlı ailesi Tanzimat'ta değişmeye başladı. Çekirdek aileden bahsetmiyorum sadece. Kadının yavaş yavaş hayata girmesi, tahsil görüp muallime olması, zamanla hayatın diğer dallarında da görülmesiyle birlikte ailedeki ekonomik roller değişmeye başladı. Hayatın kazanımı ve yürütülmesi bu şekilde devam ettiği içindir ki ailede çekirdek konuma geçmeyen kuşaklar arasında bölünme ve ayrılma meydana geldi; aile kanun konusu olmaya başladı. Mesela Men-i İsrafat Kanunu ile düğünlerde masraf yapılmaması, evlenme nin kolaylaşması için başlıkla drahomanın azaltılması, yasaklanması gibi kurallar ortaya çıktı ve bunlar devam etti. Nihayet nüfus idaresi kuruldu. Ailedekilerin nüfus kaydı yapıldı. Aile yine toplumun hukuken de birincil esas unsuru olarak benimsendi. Harp içinde kaldırılan Hukuk-ı Aile Kararnamesi'ne rağmen 1926'da kabul edilen Medeni Kanun ile romanizasyon, yani Türk hukukunun Romalılaşma, Roma hukukunu, esaslarını benimseme ve Garp hukukunu uyarlama çabaları son noktaya ulaşmıştır. Böylelikle bundan sonra birey ve aile bu kanunun esas, temel unsurudur.
384 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Merhaba canlar... @okuyan_kadinlar_kulubu nün #türkklasikleriserisi etkinliğinde bu ay #ahmetmithatefendi yi ağırladık. Artık kalemine yabancı değiliz zira #müşahedat Ahmet Mithat Efendi'nin okuduğumuz sekizinci kitabı. Malumunuz yazarımız Tanzimat döneminin en önemli romancılarından. O döneme damgasını vuran romantizm akımında isim yapmış
Müşahedat
MüşahedatAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022596 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.