ANLAYIŞ NOKSANLIĞI ve KUMANDAN...
Salih Mirzabeyoğlu gideli 6 sene oldu. Nereye gitti? Kime sorsanız bunu size şüphesiz söyler: En yükseğe… Peki geride ne bıraktı? Eserleri… Baştanbaşa kurtuluş reçetesi hâlinde İslâmî dünya görüşü, Büyük Doğu-İbdâ… “Bir de İbdâcıları bıraktı” diyemiyor insan, çünkü O her ne kadar gitmeden hemen önce kaleme aldığı bir eserinde “çocuklarımın günü
İçimde öyle bir acı var ki,tarif edemiyorum.. Filistin'de bedenler yanıyor bizim burda ruhumuz.. Dünyanın sonu dedikleri bu olsa gerek. Herşeyin anlamını yitirdiği,insanlığın, kavramların, kurumların, kelimelerin hepsinin öldüğü zamanlar.. Artık hiç birimiz eskisi gibi değiliz..
Reklam
"geçtiğimiz altı ayda çok şey oldu zamanında aşkı tahrif etmiştim sana iyi gelecek şeyler getirdim bana kötü gelen şeyleri söylemedim senin kalbinde ve senin gününde ve senin evinde ve senin ömründe kibrit kutusu kadar bir yer edineyim istedim doğrusu boş kibrit kutusu demeliyim sanırım böylelikle, belki ilk kez aşkı tarif edebilirdim. geçtiğimiz altı ayda çok şey oldu parmakların, parmaklarımın arasındaydı doğrusu cesaret nedir bilmem ama şimdi kırk haraminin kırkı gelse, içinde hazine var dese 'açıl' demem. "
Sinem Sal
Sinem Sal
Bugüne Mahsus.
youtu.be/OrCx5wW94m0 Vivaldi’nin bu parçasını ne zaman dinlesem, tarif edilemez derinlikte bir huzur hissederim. Bu huzurun ardından boğazımdaki düğüm sihir olabileceğini düşündürecek bir zariflikle çözülür, içime sevinç dolar. Sonra aşık olmak isterim. Evet, bu parçayı ne zaman dinlesem karşı konulamaz bir aşık olma arzusu kaplar
.... Adalet ezilenler için bir tuzaktır Bu başlığı atarken bir avukat olarak biraz gerildiğimi itiraf etmeliyim. Zira adalet gibi insanlığın “yakıcı” taleplerinden birini böylesi bir önermenin konusu etmek, hele de bunu adaletle doğrudan ilişkili bir mesleğin üyesi olarak yapmak nereden bakarsanız bakın oldukça iddialı. Tabii bu iddianın
Bunu duyduğunuzda gülmemeniz imkansız.
Bugün Kızılay'a gitmem gerekiyordu, işim vardı. Gitmişken de bir kursa katıldım. Kurs sırasında çeşitli konular konuşuluyordu ve sohbet çok keyifliydi. Hocamız iki kişiyi kaldırıp, "Sence bu kişiler hangi renkleri seviyor?" diye sordu. Ben birini doğru bildim tabii ki. Daha sonra başka bir soru sordular: "En sevdiği ders nedir, sizce tahmin edin?" Ayağa kalkan iki genç vardı; biri Müslüman, diğeri ateistti. Müslüman kişinin ismi aklımda değil ama ateist kişinin ismi Ali'ydi. Sonra Mücahit abi tahmin etmeye çalıştı ve "Bence bu Ali din kültürü dersini seviyordur," dedi. Bu duruma çok güldüm, kahkaha attım. Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim. Ali bana ve Mücahit abiye bir bakış attı, nasıl kızardığını görmeniz gerekiyordu! Ali, o an Müslüman olmayı çok istiyordu bence. 😅😅 Daha sonra hoca anlatıyordu: "Doğduğunuz zaman anne babanızı falan seçemezsiniz, göz renginizi de seçemezsiniz," dedi. Ben de dedim ki: "Ama lens takma seçeneğimiz var, lens takabiliriz bence," dedim. Gülmekten yıkıldık, çok keyifliydi. Sonra hoca başka bir şey sordu: "Kayboldunuz, yol tarifi isteyeceksiniz. O kişinin dış görünüşünü nasıl tarif edersiniz?" dedi. Bazıları hafif yaşlı kişilerden, bazıları rahat giyinen kişilerden, bazıları ise camiden çıkan insanlardan veya esnaftan yardım isteyeceklerini söyledi. Ben de dedim ki: "Hocam, hiç o toplara girmem. Navigasyona yazarım, bir şekilde bulurum." Salon gülme krizine girdi, anlatamam size.😂😂😂😂
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.