Türkleri tarihten kaldırırsan ortada tarih kalmaz. Tarihin en büyük ve özel topluluklarından birisi Türklerdir. Aynı zamanda da tarih yazımı içerisinde çok kez hakkı yenmiş ve kasti olarak tarihteki yeri küçültülmüş bir topluluğuz.
Romanın Hazırlanması ve Yayını
Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor. Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
buradaşuanadekyazmışolduğumincelemelerarasındakibuenuzunincelememiokuyanherkeseşimdidenteşekkürler
(ben olsam uzun demez okurdum. kendim yazdım diye demiyorum. valla. bak yemin ettim. lol.)
okumuş olduğum bu kitap floridadaki ringling kolejinde mimarlık, sanat ve
Tarih hep bugün de yazılır belki de Hititlerin Friglerin Urartuların altının çizilmesi yeni ulus devletin Türk eşittir İslam söylemine karşı kendini savunmasıdır laikleşme çabası açısından İslam öncesi bir tarihe ihtiyaç vardır elbette ulusal eğitim de bu tarih yazımının bireysel hafızaya taşınması için bir araçtır tarih yazımı ulusal zorunlu eğitimle bireysel hafızaya dönüşür resmi tarih hafıza üzerinden bireyselleşir tarihin yeniden yazılması bireysel düzlemde hafızanın formatlanmasıdır tarih yazımı işin Makro yönü hafıza işin mikro yönüdür
Romanın Hazırlanması ve Yayını
Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor.
Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
Romanın Hazırlanması ve Yayını
Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor.
Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
Ramsay, kitapta 31 Mart vakası ve sonrasını kısaca kendi gözlemleriyle ele almış. II.Abdülhamidin düşüşü yerine gelen Sultanı, Jön Türklerin yükselişini ve İstanbul halkının o dönemdeki buhranını ele almış. Kitapta tabii ki o dönemin İstanbul’unda gezintiye çıkıyorsunuz. Genel olarak kitabı beğendim ama kitapta çok fazla yorum olduğu için objektif bir tarih yazımı diyemem. Yine de bakış açısı için okunabilir.