Kuran’ın belirttiği her husus, her ahlaki norm aynı zamanda Peygamberimiz’in sünnetidir (davranış şekli, tarzıdır). Yani namaz, oruç, mallardan sarf etmek, sürekli Allah’ı anmak, Allah’ın yarattıklarını düşünmek, sürekli şükretmek, samimiyet, sabır, gereğinde hicret etmek, güvenilir olmak, dürüstlük, cesaret, Allah’a sevgi ve saygı hep Peygamberimiz’in sünnetleridir. Bunlar Peygamberimiz’in güzel örnekliğini teşkil eden, doğruluğunda şüphe olmayan sünnetleridir çünkü bunlar Kuran’da geçer. Oysa Kuran’da geçmeyen sakal, cübbe, elbisenin rengi, yemek menüleri ve birçok Arap adeti; tarihin belli bir dönem ve yerinde uygulanmış bile olsalar, dini bir nitelik taşımayan, tarihsel olup dinin evrensel bir hükmü kabul edilemeyecek, Peygamberimiz’in bu ümmete örnekliğiyle ilişkilendirilemeyecek uygulamalardır. Peygamberimiz’in tek yazdırdığı ve Allah’ın vahiylerini içeren Kuran, Peygamberimiz’in sünnetini göstermekte mutlak olarak güvenilir tek yazılı kaynaktır.
Bizi kurtaracak olan, Arap-perestliğin “din” diye yutturulmaya çalışılmasının neticesi olan sarıklı, sakallı, cübbeli uydurma sünnetler değil; Kuran’da geçen iman, ahlak, fazilete dair çizilen tablolardaki sünnetlerdir.