KEŞKÜL-Ü FUKARA
OSMANLI 19.YÜZYIL TEKKE İŞİ HAT DEKORLU (COCONUT) KEŞKÜL’Ü FUKARA Ölçüler: 13 x 25 cm. Keşkül, seyahat eden dervişlerin yiyecek ve içeceklerini saklamak için kullandıkları, ham maddesi bir nevi hindistan cevizi olan avadanlıktır. Büyüklüklerine göre ayrılan keşküllere üç farlı isim verilmiş; bahr, genc, guldan. Dervişler tarafından kullanılan,
Gelin Hep Birlikte İnsanoğlundaki Nefisleri Tanıyalım .
🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀 Nefsî tezkiye . 🍀 Nefsi tezkiye; öncelikle onu küfür, cehâlet, kötü hisler, yanlış îtikadlar ve fenâ ahlâklardan temizlemektir. Yâni şer’-i şerîfe aykırı her türlü îtikâdî, ahlâkî ve amelî yanlışlıklardan arındırmaktır. Onu temizleyip kötülüklerden koruduktan sonra da, îmân, ilim, irfân, hikmet, hayırlı duygular, güzel huylar gibi
Reklam
Nefs Nedir? İnsanın imtihanı için yaratılan nefis, Kur’an-ı Kerimin Fecr suresinde belirtildiği gibi Kur’an’ın ; “İrciî” hitabının mazharı olan nefistir. Bu nefis, Müslüman olmadan önce emmare, Müslüman olunca levvâme ve mülhime, inancı kemale erince mutmeinne, Allah’tan razı olunca râziye, Allah kendisinden razı olduğunda ise merzıye ve sâfiye
İnsanı terbiye ederek nefsinin kötülüklerinden arındırmayı amaçlayan TASAVVUF aynı zamanda bir MERHAMET OKULUDUR. Tasavvuf; insanın terbiyesi, kalbi ve ruhi tekâmülü yani yükselmesi ve gelişmesi için ortaya koyduğu metotlarla insanı, insanı kâmil yapma yoludur. Türk İslam tarihinin her döneminde tasavvuf kurduğu tarikat ocaklarıyla önce insanı
Tarikat olarak Mevleviliği esas çizgileriyle Sultan Veled kurar. Fakat teşrifatı, nezaketi, terbiyesi, sülükûn ve âyinin erkânı tipki musikisi gibi daha sonraki zamanın, Osmanlı devrinin ve biraz da Istanbul’undur. Ve şüphesiz ki kültürümüzün en yüksek tara- fidir. Bir medeniyetin çiçeği olan ve ona hiç belli etmeden şekil veren terbiye ve
Ne güzel bir örneksin sen ya hu!
Tarikat-ı aliye'deki (altın silsile) nefis terbiyesine en güzel misal, yünlerin halı hâline gelmesidir. Çok uzak yerlerden getirilen kirli ve karışık yünler evvelâ kazanlarda yıkanıp temizlenir. Sonra çeşitli taraklardan geçerek didik didik olur, tel tel ayrılır ve iplik hâline gelir. Benliği tamamen gider, renk renk boyandıktan sonra istenilen şekilde yumak olur. Halı olabilmesi için de, bir dekoratörün kâğıda çizdiği dekorlar üzerinde renklerine ve ölçülerine göre yerleştirilmesi gerekir. Nihayet tezgâhlarda dokunarak bu ipliklerden en güzel halılar meydana gelir. Daha önceleri üzerine bastığımız zaman ayağımıza dolaşan o kirli yünler, şimdi artık basmaya kıyamadığımız nâdide birer halı olmuştur. Hiç kimseyi incitmez. İşte nefis de kirli yün gibidir. Ayrı ayrı bölümleri vardır. Temizlene temizlene, incele incele, taraklardan tezgâhlardan geçe geçe halı gibi olup, ayak altına serilmedikçe terbiye ve ıslahı mümkün olmaz, tarikat mektebi de bitmiş sayılmaz. O ana kadar fırsat buldukça kişinin hep ayağını dolaştırır. Evvelâ didik didik yapacaksın, halı gibi olduktan sonra onu yere sereceksin. Ayak altına serdiğin zaman rahat ayak basabilirsin. Yoksa hilekârdır, emniyet etmeye gelmez. hakikat.com/hakikat-dergisi...
Reklam