Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mı?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
Amerikalılar Güney Kutbunda bile bir üs inşa etmişlerdi. Bilim insanları ve bakım işçileri, bir seferde birkaç aylığına, çevrelerinden yalıtılmış bir şekilde orada yaşarlardı.
Bir defasında üste Noeli kutlayan doksan dokuz kişi vardı toplamda. İçlerinden biri üsse gizlice doksan dokuz taş sokmuş ve Noel hediyesi olarak herkese birer taş dağıtıp bir tanesini de kendisi muhafaza etmiştir. Kimse aylardır tek bir taş görmemişti. Kimileri bir yıldan daha uzun bir süre. Yalnızca buz, kar ve insan tarafından yapılmış nesneler. Herkes oturup kendi taşına bakmış ve hissetmiş.
Ben çocukken, geceleri sokaklarda gezerken, ışık yanan evlerin camlarına taş atardım.
- Neden?
Sen hiç sokakta kaldın mı? Günlerce aç gezdin mi?
Kıskanırdım o evde yaşayan insanları, onun için taş atardım.