248 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
-Nazan Bekiroğlu naif dili muhteşem üslubuyla kitap yazmış bize de okumak düştü. Kitap birbiriyle bağlantısız gibi duran aslında bir bütün olan hikayelerden oluşuyor. Gülibrişim ağacının altında okumak isterdim bu kitabı: eşsiz cümleler farklı hikayeler, zarif ruh... Kitaptan bi’ kuple bırakıyorum öyleyse; "Her ikisinin de anlattıkları, ancak yaşamadıkları kadar çoktu. yaşanan, yaşanmamışlığının tanığını yekdiğerinde bulunca baş başa vermiş iki suretten biri diğerine aşkın kelimesini sordu; diğeri gülümsedi ve ona aşkın, bu dünyadan olmayan bir zamanda, bütün ruhların toplandığı mekanda, ruhun, sözleştiği ve sevdiği tanışını bu dünyada hatırlaması olduğunu anlattı. ama, dedi biri, hesapta ruhun, tanışını bu dünyada hiç bulamaması, ona rastlayamaması var. diğeri, buldum zannedip de yanılmak var, diye ekledi. bulup da tanıyamamak var, dedi biri. ve ki bulup da onun tarafından hatıranmamak var, diye tamamladı diğeri."
Cam Irmağı Taş Gemi
Cam Irmağı Taş GemiNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20211,463 okunma
408 syf.
·
Not rated
·
Liked
Gündeme bomba gibi düşen yazar incelemem ile 1K'da sizlerleyim.
Merhaba herkes! Nasılsınız, nasıl gidiyor? Edebi camianın hayli karışık olduğu bir dönemde Hasan Ali Toptaş incelemesi ile geldim. Evet, Hahaha. Gerçekten ters biriyim… 2 gündür ciddi taciz ithamlarıyla anılan yazar bugün yaptığı açıklamada özrü kabahatinden büyük atasözünü gerçekten canlı kanlı gösterdi bize. Şaşırdın mı derseniz gerçekten
Heba
HebaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20174,611 okunma
Reklam
Yılkı Atı
Öğleye doğru atlar hem uykularını almışlar hem de doymuşlardı. Aygır'ın kişnemesi duyuldu. Yeniden tepelere yöneldiler. Aygır'ın kişnemesi, Çılkır'ı telaşa düşürdü. Yerinde duramaz oldu. Doru'ya "Haydi yürü" der gibi baktı. Kısrak hiç oralı değildi. Fazla duramadı, tepeye yönelen atların peşinden yürüdü... Doru yine hiç oralı
Sayfa 68 - ÖtükenKitabı okudu
Bölüm 1
Ama göklerdeki Akşam Yıldızı' ndan yansıyıp yeryüzüne akan bir ses dalgalandı kalbinde: " Akşam Yıldızım!" İç sesi değildi bu, hayır, on iki bin yıl önceden bir sesti. Hepsini çok net duyabiliyor, anlayabiliyordu. Mabet kuran taş işcilerine ait eylemler, hitaplar, itirazlar veya kabuller...Nasıl olupta bu dili biliyordu? Rüya gördüğünü düşündü. Uyanmak istedi ama gözünü gökyüzünden alamadı. Ve birden, bütün o seslerin arasında onun sesini duydu; her zaman akıcı heyacan verici ve neşeli edasıyla: " Neredesin Akşam Yıldızım?!"
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
ağrıyan akıllara şiir devadır...
Dönüp dönüp tavaf ettiğim şiirler vardır benim, tekrar tekrar yollarına döküldüğüm şairler, içinden çıkamadığım, çıkmak da istemediğim dizeler. İyi ki varlar, şimdi Veysi Erdoğan ve şiirleri de eklendi onlara. Kitap masada beklerken başlık bana baktı bir zaman, bir zaman ben cümleye: Kendimden Biri Değilim... Dedim, binlerce yıllık varoluş
Kendimden Biri Değilim
Kendimden Biri DeğilimVeysi Erdoğan · Ve Yayınevi · 202029 okunma
"Sır" öykümden pasaj.
. . . . Muhatapsız kalmak, en çok da şu an yaralıyor beni. Hakikatimin dili düğümlendi. Var oluşumun sancısı, taş düşürmeye benzemiyor. Kimse duymuyor mu beni?’’ dedi. Oysa, hiç ses duymadığı gibi hareketlenme de göremedi. Ağlamaya başladı. Yeniden gökyüzüne baktı. Birkaç tane yıldız gördü. Gözyaşlarını sildikten sonra konuşmayı sürdürdü: Uğruna katlanılacak olan nedir, konuşun! Nasıl bir özgürlük ki bu, dört yanım prangalarla kuşatılmış, nasıl bir yok oluş ki bu, içimde tüneyen kuşlar da kaybetti göç yolunu? Cevap verin! Maketten yarattığım dünyamı, bulanık renklere boyadım. Lütfen, cevap verin! Kimse yok mu?’’ diye bağırdı, ses yoktu.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.