Gülüş bir yanaşımdır bir öbür kişiye
Birden iki kişiyi döndürür bir kişiye
Anılarından kale yapıp sığınsa bile
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi.
Şimdiyse 2006 yazının
Tura gelirse Arobynn ona yine ihanet edecekti. Yazı gelirse de kapının diğer yanındakiler kralın adamlarıydı. Merdivenin yukarısındaki kapının gıcırtıyla açılmasıyla serin hava içeri aktı.
Yüzünde yarım yamalak bir gülümseme olan Aelin parayı başparmağıyla havaya fırlattı. Taş merdivenin tepesinde siyah üniformalı dört adam bedenlerine bağlı amansız bir dizi silahla belirdiğinde para hâlâ havada dönüyordu. Bakır masaya çarpıp ejderha loş ışıkta parladığında Aelin Galathynius kan dökmeye hazırlanmıştı bile.
Muazzez İlmiye Çığ: İNSANLIĞIN İLK DİLİ TÜRKÇEDİR
Türkçe insanlığın dilidir.
Diyelim ki hiç konuşma bilmeyen insansınız.
Ağzınızı açın ve ses çıkarmayı deneyin;
Doğaçlama ilk ses olarak
Aaaa… dersiniz!
A
İsrail ve Büyük Satrançta Son Hamleler
Şah / Mat mı?
Satranç en sevdiğim oyun ve yedi yaşından bu yana oynarım. Oyunu bana öğreten babam dışında birçok iddialı ismi yendim. Bazen de kaybettiğim oldu doğal olarak. Fakat genel olarak fena bir oyuncu sayılmam.
Satrançta meşhur açılışlar vardır; İspanyol açılışı, Hint açılışı gibi. Aynı zamanda
ufak tebessümler ile taş, duvar
ve sanki hiç doğmamış kadar
geçimsiz bir sonbahar kadını
biz kırk metrekareye dört kişi sığdık
zahmetine katlanılmış şu soğuk şu hain
şu hüsrana mahkûm yontmaları duvarlara dizdik çeşitli el işleri çekiyor canım işte
kocakarı çeyizlerinden
kımıldaması zor geliyor
hangi kolum ulaşmak istese yahut
hangi ruhun
OSMANLI 19.YÜZYIL TEKKE İŞİ HAT DEKORLU (COCONUT) KEŞKÜL’Ü FUKARA
Ölçüler: 13 x 25 cm.
Keşkül, seyahat eden dervişlerin yiyecek ve içeceklerini saklamak için kullandıkları, ham maddesi bir nevi hindistan cevizi olan avadanlıktır. Büyüklüklerine göre ayrılan keşküllere üç farlı isim verilmiş; bahr, genc, guldan. Dervişler tarafından kullanılan,
Aşağıdaki yazı, 1312 [m. 1894] senesinde, Almanyada Würzburg şehrinde neşr edilmiş olan ve Prens Salvator, Prof. Graus, teolog Kirchberger, baron von Bibra, Bayan Threlfall tarafından hâzırlanan (Spaneien = İspanya) ismindeki eserden alınmışdır:
(İspanyada en mühim şehrlerden biri, Cordoba (Arabca ismi: Kurtuba)dır. Bu şehr, Arab Endülüs
Birinci Ağıt
Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Gülüş bir yanaşımdır bir öbür bir kişiye
Birden iki kişiyi döndürür bir kişiye
Anılarından kale yapıp sığınsa bile
Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.
1. Bende sığar iki cihân ben bu cihâna sığmazam
Cevher-i lâmekân benim kevn ü mekâna sığmazam
1. (İki cihan (dünya ve ahiret) benim içime sığar, ancak ben bu dünyaya
sığmam. Mekansızlık cevheri bende, ben bu aleme sığmam.)
2. Kevn ü mekândır âyetim zâta gider bidâyetim
Sen bu nişân ile beni bil ki nişâne sığmazam
2. (Bütün