Taşlıcalı Yahya Bey’in Şehzade Mustafa için yazdığı mersiyeyi okumaya başladı:
Meded meded bu cihânın yıkıldı bir yânı
Ecel Celâlîleri aldı Mustafa Hân’ı
………
Getürdi arkasını yire Zâl-i devr-i zaman
Vücûduna sitem-i Rüstem ile irdi ziyan
……….
Nâle benzer tenimin dedi gören tasvîrin
Âferin ânı kalemden çıkaran üstâda
(Kamış gibi ince ve zarif tenimin tasvirini görenler dediler ki: “Aferin onu kalemden çıkaran üstada.“ )
Taşlıcalı Yahya
Hasan Akay, Taşlıcalı Yahya Bey'in şiirindeki bir mazmundan yola çıkarak "doğrandıkça artan ekmek" metaforunu öne sürer. Burada, yorumladıkça anlamsal ve çağrışımsal zenginlik kazanan şiir kastedilir.
Handân ol ey gönül ki visâl ihtimâli var
Firkat kemâle erdi kemâlin zevâli var
Taşlıcalı Yahya
Ey gönül! Artık gül, çünkü sevgiliye kavuşma ihtimali var. Ayrılık en son noktasına, kemâle, zirveye ulaştı. Her kemâlin bir zevāli, bitişi var.