“Sevgili Pollyanna,
Radyo tiyatrosu dinlenirdi bir zaman içimde,
İçimde dünyanın en eski kedisi
Eski bir sobanın yanında uyuyordu.
Çocuklar bir köşede
Yenidünya çekirdekleriyle beştaş oynardı
Frenk elması da derler
Sarılı kahverengili bir meyve.
Annem işte öyle bir kadındı
Çocuklar gökyüzüne bakar sorardı:
Ay dede orada ne yapıyor anne?
Annem
Eski devirdeki çocuklara gelince.. Bunları sorundan ziyade daha çok yaramazlık kategorisinde sıralıyoruz.
-İlk trolleme örneği olan zillere basıp kaçarak saklanıp, bir köyecikte "Kihkihkihh!" şeklinde gizli gizli gülmek.
-Komşunun bahçesindeki eriklere dalmak.
-Dalarken erik sahibinin geldiğini görüp panikle ağaçtan inmeye çalışırken düşüp kafayı yarmak.
-Akşam , oyun tatlı geldiği için eve girmemekte direnip, "Eve gelll Orhaan! Bas bas baaartma benii!! " diye annesini
mahallenin öte başına kadar bağırtmak .
-Evde çarşaftan çadır kurup içinde mum yakarak yangın çıkartmak.
-Sanki son kez top oynuyormuş gibi var gücüyle oynarken, yok yanlış pas verdi, yok bu da mı gol değildi mevzulu, tekmeli tokatlı mahalle kavgasına karışmak.
-Sümüklerini koluna silmek.
**Orhan Veli, 36 yaşında aramızdan ayrılmış ve geriye şiirlerini bırakmış. Bir şiiri var ki yayımlanmamış ve belki hatta tamamlanmamış. Orhan Veli öldüğünde kalan eşyalarının arasında bulunuyor.
Orhan Veli’nin el yazısıyla yazdığı ve diş fırçasını sardığı bir ambalaj kağıdının üzerinde bulunan son şiiri.
Yaşanmış veya yaşanamamış tüm aşklarını