Kendi yaşamı tıpkı penceresı poyraza bakan bir tavan arası gibi soğuktu.Can sıkıntısı,tıpkı bir örümcek gibı sessiz sedasız,karanlıkta ağını genç kadının yüreğinin bütün köşelerine örüyordu.
Acı olduğu kadar mecbur, ürkütücü olduğu kadar alışılmış, aykırı görüldüğü denli doğal ve kovulmak istendiğince kucaklanmıştır ölüm. Hayatla birlikte var olmuş yaratılışla birlikte faaliyete geçmiş ve insanla birlikte hüzne dönüşmüştür o.
Sırf aynı binada oturuyorlar diye komşumuz olduklarını söylediğim, yoksa altıncı kattaki tavan arası dairelerinde oturan bizler gibi önemsiz kişilerle aynı düzeyde olmayan o insanların hayvanı yanlarına çağırmaları, içimizdeki temel yardımseverlik duygusunun gerektirdiğinden çok daha uzun sürmüştü.