“Bütün zamanlar için geçerli olan kural, şairin ruh ve hayal zengini olduğudur, para zengini değil.”
Reklam
Joubert, bilge Joubert, "kulübeler"den başka bir şey olmayan kavramlardan merakla söz ederken, sözcüğün içinde taşıdığı içtenlikli dinginliğin farkındaydı. Sözcükler -bu düşü sık sık kuruyorum-, mahzeni ve tavan arası olan küçük evlerdir. Mantık, giriş katında oturur, "dışarıyla yapılan alış verişlere" her zaman hazırdır, başkalarıyla düzayaktır; ne var ki, kapının önünden hiçbir zaman bir düşçü geçmez. Sözcük evinin içindeki merdiveni çıkmak, derece derece soyutlamaktır. Mahzene inmek, düş kurmak, belirsiz bir etimolojinin uzak koridorlarında kaybolmak, sözcüklerde bulunamayacak hazinelerin peşine düşmektir. Çıkmak ve inmek, sözcüklerin içinde bile, şairin yaşamıdır. Çok yükseğe çıkmak, çok aşağı inmek, yersel olanla göksel olanı birbirine bağlayan şaire bağışlanmıştır. Benzerleri tarafından hep giriş katında oturmaya mahkum olan yalnızca filozof değil mi?
Sayfa 191Kitabı okudu
Yaşamın merkezinde bir boşluk vardı; bir tavan arası.
Ama onun hayatı, penceresi kuzeye bakan bir tavan arası gibiydi ve sessiz bir örümceği andıran sıkıntısı, kalbinin bütün köşelerine karanlık ağlarını örüyordu.
-Anacığım ! Buzdan donmuş çıplak ayaklarına bu kundurayı giydirdiğin çocuk, sana borcunu ödemeye çalışıyor...
Reklam
1,000 öğeden 831 ile 840 arasındakiler gösteriliyor.