tavazzuh

Kimilerinin besmelesi farklıdır...
İnsanların kimilerinin besmelesi farklıdır. Hayatlarının programlayıcısı Allah olmayan, amellerinin yaptırıcısı Allah olmayan, hayatlarının kulluk maddelerini Allah'tan başkalarının aldığı kimselerin besmeleleri farklıdır. Meselâ hayatlarını Firavunlar adına yaşayan, yaptıklarını Firavunlar adına, onları razı etme, onları yüceltme adına yapanlar "Bi izzeti Firavun" Firavun adına, Firavun namına, Firavun şerefine derler. Kimileri "Bi ismi para", kimileri "Bi ismi kadın", kimileri "Bi ismi menfaat", kimileri "Bi ismi Tâğut", kimileri "Bi ismi dünya", kimileri "Bi ismi moda", "Bi ismi çevre", "Bi ismi âdet" diyorlar. Çünkü onların hareket noktaları bu varlıklardır. Onların hayat programlarını belirleyenler bu varlıklardır. Yani onların kulluk maddeleri bu varlıkların istediği biçimde gerçekleşmektedir. Yani onların yaptıklarının tümünün yaptırıcısı bunlardır. Hayatlarını Allah'tan başkaları adına yaşayan insanların elbette besmeleleri de farklı olacaktır. O halde önemine binaen şu gerçeği bir daha söyleyelim: Müslüman olarak bizim hayatımızda başında besmele çekemeyeceğimiz işimiz olmamalı. Veya besmele çektiğimiz her işimiz, Allah adına diye başladığımız her şeyimiz Allah'ın rızasına uygun olmalıdır.
Reklam
Besmele
Mü'min besmele çekemeyeceği bir hayatın adamı değildir. Onun yaptıklarının tamamı kulluk akdine uygun olmalıdır. Yaptığı her şeyin yaptırıcısı Allah olmalıdır. İşte o zaman mü'min her işinin başında besmele çekebilecektir.
Enes (radıyallahu anh) diyor ki: "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin 'Sen sevdiğinle berabersin.' sözüne sevindiğimiz kadar hiçbir şeye sevinmedik. Ben, Peygamber aleyhisselamı, Ebu Bekir ve Ömer'i seviyorum. Onların ameli gibi amelim olmasa da onların sevgisi sayesinde onlarla olmayı umuyorum." (Buhari, Fedail 6/3688 - Müslim, Birr 50/2639)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyayı Bugün Küresel Kurumlar Yönlendiriyor
Gıda ve Tarımda: FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü), Sağlıkta: WHO (Dünya Sağlık Örgütü), Siyasette: UN (Birleşmiş Milletler), Güvenlikte: NATO (Kuzey Atlantik Paktı), Ticarette: WTO (Dünya Ticaret Örgütü), Ekonomide: IMF (Uluslararası Para Fonu), Yargıda: ICC (Uluslararası Ceza Mahkemesi), Çevrede: UNEP(Dünya Çevre Programı) gibi... Bu kurumların belirlediği kriterler ve standartlarla insanlar hayatlarının büyük bir kısmını idâme ettirir duruma getirilmiştir. Yarın bu kurum ve standartlar daha da artarak bütün dünya insanlarının yiyeceklerini, zevklerini, hayat biçimlerini ve şartlarını belirlemeye devam edeceklerdir. Bu küreselleşme, fırsatların yanında kültürel ve inanç sistemlerinin ihtiyaç sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Bunun için bütün üretim kaynaklarının, bütün üretim proses ve teknolojilerinin yeniden dizayn edilmesi, tohumdan embriyoya, çiftlikten sofraya kadar devam edecek sürecin her adımının Helal damgası ile kontrolden geçmesi kaçınılmazdır.
Helal gıda
Günümüzde gıda, kozmetik ve ilaç sektörlerinde en büyük problem bu ürünlerin üretiminin teknoloji, hammadde ve katkılar bazında gayrimüslim güçlere bağımlı olarak yürütülmesidir. Daha da önemlisi bu sektörlerde küresel mafyanın da rol alabilmesidir. Bu güçlerin her ülkede kolları ve ayakları vardır. Bunların, insanları sömürerek kazanmanın dışında hiçbir düşünceleri yoktur. Hatta Yahudi kökenli mafyalarda daha da kötüsü, Tevrat'ın tahrif edilmesi ile oluşturulmuş kaynak kitapları olan "talmutun" öğretileri içerisinde ırklarından olmayanların insan olarak bir değer taşımadıkları, öldürülmeleri gerektiği, nesillerin köreltilmesinin ve sömürülmelerinin dini birer emir olarak sunulması sebebi ile daha da büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzu bilmek zorundayız.
Reklam
Reklam
378 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.