Evleniyormuşsun, tebrikler)
"E hadi anlat, nasıl oldu?" "Çok hızlı oldu her şey, ben de şoktayım, bir gece baktım Instagram'da biri fotoğrafımı beğenmiş. Yürü­düm DM' den . . . Sonra işte bugünlere geldik,"
Sayfa 198Kitabı okudu
Gökyay, 23 Nisan 1944’te bir mektup daha kaleme almıştır. Atsız’a şunları yazmıştır: “Saydığın bazı isimlerin vekâlet emrine alınmasının doğru olmadığını öğrendim. Sen altın yumurtlayan bir tavuğun bütün altınlarını almak için tavuğu kesen kimseye benziyorsun. İlk mektubun tesirini ikincisinde yarıdan çok kaybetmiş gibiydin. Eğer teşvik görüyor ve beğeniliyorsan bunlardan bazıları kendi şahsî ihtirasları için menfaat gördüklerindendir, yoksa inandıklarından değildir. Sen ateşli, heyecanlı ve temkinli olacaktın. Saydıklarını daha evvel de neşrettin. … Sen önde bir bayrak taşıyorsun ve civarında biriken seyircileri arkandan geliyorlar sanıyorsun. … Sabahattin Ali dava etti. Sen vatan haini dediğin için mahkûm olacaksın, bu ne acı bir şeydir. Hırsıza hırsız, or*spuya or*spu deme yasak olduğunu bilirsin, bizim memlekette. Bundan çok üzülüyorum. Senin ifratlarına çok kızıyorum. …. Şu veya bu fikri çürütmek için son kurşunu ilk seferde atmamak lazımdır, diyorum. Aldığın tebrikler ve telgraflar bu neticeden dolayı sana teselli vermeyecektir. Yoksa ben de gazan mübarek olsun der, sevinirdim.
Sayfa 103 - Ötüken Neşriyat - Orhan Şaik Gökyay ve Irkçılık-Turancılık DavasıKitabı okudu
Reklam
- Rönesans döneminin çocuklu Meryem tabloları. Leonardo, Tiziano, Bellini... Muhteşem, tamam, ama hepsinde aksayan bir ayrıntı var. Çocuk İsa hep sünnetsiz! Mazel tov!* Katoliklere göre İsa Yahudi bile değil.. * "Tebrikler, aferin"
Sayfa 401 - Doğan KitapKitabı okudu
“Tebrikler. Ömür boyu mutluluklar dilerim. Sen akıllı ve çekici bir kadınsın, mutlu olmak en büyük hakkın” diyerek onları kutlardı. Bu söylediklerinde samimiydi de. O kadınlar (muhtemelen) sadece iyi niyetle, Tokay’a kendi yaşamlarının değerli bir kısmını verirken güzel zamanlar da yaşatmışlardı.
Susun artık be
Tebrikler, yalana doyduk sayenizde!
Sayfa 152 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
23 temmuz 1908'de her yanda Meşrutiyet gösterileri yapılırken İttihat ve Terakki'nin önde gelenleri omuzlarda taşınıyordu. Cemal Bey'in evinde de görülmeye değer bir sevinç söz konusuydu. Akşama doğru bitkin bir şekilde eve dönen Cemal, ev halkı tarafından tebrik edilmişti. Oğulları Ahmed ve Mehmed ile birer yaşında olan ikizleri de yanındaydı. Herkes Cemal'in elini öptüğü sırada eşine dönerek şöyle sordu: - Canım ne oldu ki, bu kadar seviniyorsunuz? Bu Tebrikler neden? - Aman beyim, nasıl sevinmeyelim. sayenizde hürriyet ilan olundu, millet kurtuldu. Artık sürgün, hapis, ölüm korkuları bitti rahat rahat yaşayacağız. Eşiyle aralarında geçen bu konuşmadan sonra Cemal şu cevabı verecekti: - Yanılıyorsun Venüsüm. Asıl felaketler, harplar, isyanlar, suikastlar, ölüm tehlikeleri hep bundan sonra başlayacak. Eğer kucağımdaki şu yavrumun torunu bir gün bu memlekette rahat yaşarsa ben ve arkadaşlarım bugün için ancak o zaman tebrike layık olabiliriz.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
870 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.