Beni bana verin, bütün cihanı size bıraktım
Bana Mevlana'yı, Yunus'u verin Mecnun'u, Leyla'yı size bıraktım. Kırk yıldır susuzum, bir tas su verin Irmağı, deryayı size bıraktım. Talipli değilim şöhrete, şana Makamı, rütbeyi yük etmem cana Dostluk, sevgi, şefkat yeter bana Dövüşü, kavgayı size bıraktım. Zaman yoktur ekip, biçip, sürmeme Ham topraktan haram mahsul dermeme Bir tek gönül kâfi gelir girmeme Konağı, sarayı size bıraktım. Çokta değil, hakta buldum huzuru İstediğim alın teri, göz nuru Benliği, kibiri, iğrenç gururu Faizi, bankayı size bıraktım. Hiçbiriniz telaş etmesin boşa Doyacak gözünüz toprağa, taşa Beni inancımla koyun baş başa Topyekûn dünyayı size bıraktım...
Abdurrahim Karakoç
Abdurrahim Karakoç
Hayat ve Ben
Otuzbeşime bastım geçen hafta... İlk Yarı bitti: Hayat : 1 ... Ben : 0 ... Ama belliydi böyle olacağı... Nicedir başlamıştı belirtiler : Yolda çocuklar "Amca şu topu atıversene" seslendiklerinde kuşkulanmışdım ilkin... Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukda göründüğünü... Baktım lise fotoğrafları sararmış, sınıf
Reklam
Çocukların birbirinden kötü ve anlaşılmaz tonlama­larla okudukları okuma parçasıyla, sınıfta yaşanan gerçeklik ara­sında gözle görülür bir kopukluk vardır. Okuma parçasının konu ettiği "toplum hayatı", kasabalı çocukların her gün yaşadığı ger­ çeklere hiçbir biçimde temas etmez.Çocuklar bu durumu kanık­sanmış bir ilgisizlikle karşılarlar. Okuldan, bu sıkıntılı, tekdüze sa­atlerin dışında bir beklentileri yok gibidir. Eğitimin böyle, hayata temas etmeyen, yabancı bir şey olduğu fikrini içselleştirmişlerdir adeta.
Sayfa 142 - Metis Yayınları
46 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Çok uzun bir inceleme yazısı oldu farkındayım!
Selam, muhitin parlak ve cilalı çocukları... Ne yapıyoruz; bol bol okuyoruz, bol bol yazıyoruz! Kafa dergisinin 47. sayısının incelemesini yapmaya çalışacağım, umarım dergi adına nice bilgilerden ve derlemelerden faydalanmanızı sağlayabilirim! Evet, derginin kapağında bizi değerli usta Ara Güler karşılıyor ve bizlere ''Hüznün de resmi
Kafa Dergisi - Sayı 73
Kafa Dergisi - Sayı 73Kafa Dergisi · Kafa Grup Reklam · 2020141 okunma
Hıristiyanlık
"Yaklaşık 2.000 yıl önce ortaya çıkan Hıristiyanlığın kökenleri Yahudilikte yatar. Hıristiyanlar İsa'nın dünyanın günahlarını affettirmek için çarmıhta can verdiğine inanır. Bundan ötürü haç Hıristiyan inancının en yüce sembolüdür. İsa Mesih Hıristiyanlarca Tanrının oğlu olduğuna inanılan İsa Bakire Meryem'den doğmadır. Bu rus ikonasında başı haleyle çevrili İsa sağ elini müminleri kutsamak üzere kaldırmış halde tasvir edilmiş. Temas halindeki üç parmağı Teslis işareti iken serbest duran iki parmak da İsa'nın insan doğası ve yeryüzüne insan biçiminde gelişini simgeler. Sol elinde kutsal kitabı tutmakta. İbadet Dinlerin gereğini yerine getiren Hıristiyanlar ibadet ve vaftiz, cenaze gibi törenler için kiliseye giderler. Katolikler dualarında tespih kullanabilir. Kiliseye kabul edilmiş müminler için ayinlere katılmak ve Tanrıyla birliklerini simgeleyen komünyon(resimlerde) almak son derece önemlidir." Alıntı S.176-177 https://1000kitap.com/kitap/kitap--251477
ruhumu bu şiire bıraktım ben
Boşuna kolluyorsun rüzgârdaki sesleri. Yok tatlı bir serenat geldiği kulağına. Camların arkasında sabırsız bekliyorsun. Ne derin acıdır o kopup gelen bağrından, artık tükenmiş, yorgun göğsünün üzerinde yeni sevmiş bir kızın aşkına rastladıkça. Tenin mezara gidecek telaş, çarpıntı bilmeden. Üstünde kara toprağın fışkıracak yeni bir tan. Gözlerinden çıkacak kırmızı karanfiller ve göğüslerinden güller, kar gibi beyaz. Yıldızlara gidecek büyük acın, bir başka yıldız olup, hepsini üzmeye, karartmaya.
Sayfa 73 - Varlık Yayınları
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.