SADECE TANIŞIYORUZ
Otelin göz alıcı sarı ışıkları alında lobideki masların çoğu doluydu. Giriş kapısının sağ çaprazındaki köşede maslar birleştirilmiş kalabalık bir grup oturmaktaydı. Bazıları kel olmaya başlamış, bazıları ise saçları ağarmış ellili yaşların ortasındaydı hepsi. İçlerinde hiç kadın olmaması dikkatlerden kaçmıyordu. Çok yüksek ses
Ben bu topraklarda tevâzudan ve efendilikten daha fazla nemalandırılan bir haslet görmedim; ne bilgi, ne dürüstlük, ne de zâhiriyi aşan ahlâk, hiçbirinin bir insanın etrafındaki herkesi iyi ve rahat hissettiren tevâzusu kadar hükmü yok...
Yine bu ikilinin aksinden daha fazla vasatı ve vasatçı yığınları tedirgin eden bir şey de yok... Çünkü insanın yaptıkları ve yapamadıkları kendine kalsın, kimse de dile getirmesin, efendiliğinden; ne o adamakıllı karşılığını alsın, ne de onun üzerinden bireyin, toplumun vasatlığı sorgulansın. Kimsenin rahatı bozulmasın, huzuru kaçmasın, sonra da ortalık tamamen vasata kalsın...
Her alanda iyi susturulduğu için bir de buyursun gelsin hemen ilk fırsatta o çok şikâyet edilem liyâkatsizlik ve nepotizm yerini alsın!
Sonra da "biz buraya nasıl geldik" sorusu...
İyi niyetli de olsa, ezber repliklerle neye çanak tutulduğunun farkında değil bazıları...
TEVÂZUNUN KENDİSİ MASUM OLSA BİLE TEVÂZU BEKLENTİSİ KESİNLİKLE MASUM DEĞİL!
İşyeri, aile ve akraba çevresinden daha doğal bir habitat da yok bu kitlesel hastalığı gözlemlemek için...
Dedikoduyu, yalanı, haksızlığı çok kolay görmezden gelip, geçiştirebilen riyâkâr ahlâkçı güruh; çabasız rahatlık düşkünleri, tevâzu göstermeyen ve genel kabul görmüşe nail olacak kadar başını eğmeyeni asla hoş görmeyecektir, söylediklerine muktedir olsa bile...
Halbuki göstereceği tevâzunun yeri ve zamanına karar vermek kişinin kendi içsel muvâzenesinin meselesidir, diğer bir kişiyi ise olsa olsa ancak söylenenlerin içerikte doğruluğu ilgilendirir...
Tabii doğru ve gerçek kimin ne kadar ilgisini çekiyorsa artık!
Güven içinde olduğumu bilmem hiç Sevildiğimi, önem verildiğimi
Benim başkalarını aradığım gibi
Arandığımı bilmem ..
Dünyanın bütün suçlarını işlemiş
Bütün yanlışlarını ben yapmışım gibi
Yaptığım her işten tedirgin oluyorum.
İçimde sürekli bir horlanma korkusu
Bir kekeme tutukluğu ürkek dilimde
En iyi bildiğim konuda bile
Çekine çekine konuşuyorum.
Çekilip sonra kabuğuna küskünlüğün
Kendime düşlerden sığınaklar kuruyorum
Kırık dökük izleriyle hayatın.
Usul sesli içe değen incecik
Bir şarkı büyütüyorum, ömrüme benzeyen ..
Sabah kadar uçuk, akşam kadar acı
Rengi dört mevsimin uyumsuz karışımı
Acemi bir şarkı.
Umuda ve gerçeğe böyle katlanıyorum.