Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İstanbul'daki merkez-i idarelerinde verilmiş olan bu direktif dahilinde Erzurum şubesi, vilâyât-ı şarkiyede Türk'ün hukukunu muhafaza ile beraber tehcir esnasında yapılan su-i muâmelâtta milletin kat'iyyen medhaldar bulunmadığını ve Ermeni emvâlinin Rus istilâsına kadar muhafaza edildiğini, buna mukabil Müslümanların pek gaddarâne harekâta marûz kaldığını ve hatta hilâf-ı emir, tehcirden alıkonulan bazı Ermeni hâmilerine karşı reva gördükleri muâmelâtı, müdellel vesâikle âlem-i medeniyete arz ve iblâğa ve vilâyât-ı şarkiyeye karşı dikilen enzâr-ı ihtirası hükümsüz bırakmak için çalışmağa karar veriyor.
Sayfa 9
Sadarat-i Uzma Mektubi Kaleminden Adana Vilayetine:
Osmaniye ve bahçe kazaları ile bunların çeşitli köylerinde olayların halen devam etmekte olduğu Çeçen Avşar vs aşiretlerin zaman zaman yağmacılık maksadıyla Sis (Kozan) Sancağı'nın Sis, Kars (Kadirli) ve Haçin (Saimbeyli) kazalarına tecavüzde bulundukları ve yolları üzerindeki köyleri tahrip ettikleri Hatta i, bunların Sis ve Kars'a yönelik saldırılarına memur zabıta ve ahalinin bir miktar redif askeri ile birlikte binbir zorluk ve fedakarlıklarla karşı koymaya çalıştıkları. Gittikçe artmakta ve yayılmakta olan benzeri olayların önüne geçebilmek için bölgeye nizamiye taburları ve süvari bölükleri gönderilmesi gerektiği. (21.04.1909)
Sayfa 47 - Gençlik Kitabevi YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Adana valisi Cevat Bey'den dahiliye nezaretine...
Adana Ermeni delegesi Muşeng Efendi'nin faaliyetlerine engel olun(a)madı. Gerek valinin gelişmeleri İstanbul'a vaktinde ulaştıramaması, gerekse hükümetin gelen uyarıları kâale almaması Ermeniler'i, özellikle de Müşeng Efendi'yi daha cüretkar bir tutum içine soktu. Muşeng Efendi bir yandan yoğun bir şekilde propaganda yaparak halkı silahlanmaya teşvik ederken diğer yandan da göçü teşvik ederek Adana'daki Ermeni nüfusunun yoğunlaşması için büyük çaba sarf ediyordu. bundan maksatları Kilikya bölgesine mümkün olduğu kadar Ermeni nüfusu yığarak Ermeniler hesabına kuvvetli bir çoğunluk teşvik etmekti. (02.03.1909)
Sayfa 26 - Gençlik Kitabevi YayınlarıKitabı okuyor
Tehcir ve Almanya'nın Durumu
Madem Birinci Dünya Savaşı'ndan ve Almanya'dan söz ettik, ilk bakışta alakasız gibi görünen bir konu olan tehcirden de söz etmek istiyorum.
Kader sırlıydı. Her hareketin kaderden bir yansıması, bir karşılığı vardı. Saltanat sevgisinden Allah Resulünün can parelerini parçalayanlar, hayat dalından sevgili reyhanlarını kopartanlar, ehl-i beyti tehcir edip onlara türlü zulümleri reva görenlerden midir bilinmez, ehl-i İslam’da bir türlü birlik ve dirlik sağlanamıyordu.
Öldüreyim derken ölümsüzlüğe çıkardın Mehmet Kemal'i
İşte yıllardan beri Türk vatanını parçalamaya çalışan ve her çeşit hareketi, gayeleri için meşru sayan Ermeniler, Mondros Mütarekesi'ni izleyen günlerde, gadre uğramış insanlar pozunda ortaya atıldılar; kendilerini sürgüne tabi tutanların cezalanmasını istediler. Osmanlı Hükümeti ve hatta hükümdarı, bazı sebepler yüzünden, onları haklı gördü;
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
O-RUS-BU-BATI
Tehcir Kanunu'nun yürürlüğe girişinden on gün sonra yani, 24 Mayıs 1915'te İtilaf Devletleri, Osmanlı Hükümetine bir notari, 24 Ermeni katliamından Osmanlı hükümet üyeleriyle Türk ve Kürt memurları sorumlu tutacaklarını bildirdiler. Bu notaya verdikleri cevapta Osmanlılar, Türkiye'de Ermenilere karşı bir "katliam"
Sayfa 111Kitabı okudu
Hükümet, herhangi bir yola getirme hareketine girişmeden önce, Ermeni Patrikhanesi ile komitelere ve Ermeni milletvekillerine, yapılan hareketlerden vazgeçilmediği takdirde, şiddetli tedbirlere başvurulacağını ihtar etti. Fakat bu ihtara kimse aldırmamış, üstelik Ermeni zulüm ve işkencesi her tarafta artmıştı. Bundan sonradır ki, Osmanlı Devleti,
Sayfa 109Kitabı okudu
"tehcir" (göç ettirme) sırasında yapıldığı öne sürülen yolsuzlukları ve zulmü "Mahallerinde incelemek ve şikâyet sahipleri ile de görüşmek üzere adalet ve içişleri memurlarından oluşan" komisyonlar kurdu, o bölgeye heyetler göndermeye karar verdi, bazı memurları hırpaladı, hatta bazılarını astı. Halbuki hırpalanan veya asılan bu kişiler, kanuna dayanılarak verilmiş olan emirleri uygulamaktan başka bir iş yapmamışlardı. Kaldı ki emri verenlerle emri uygulayanlar, bu suretle vatanlarına hizmet ettikleri inancında idiler. Gerçekten, Ermeni meselesi incelendiği takdirde "Tehcir'i yapanları suçlamaya imkân yoktur.
Yurt içinde de bir başka karışıklık Ermeni meselesiydi ve Dahiliye Nazırı olarak Talat Paşa’nın çözüm arayışı kaçınılmazdı. Van isyanı ile alınan küçük tedbirler yetersiz kalmış, Müslüman halkın katledilmesi ile tehcir zorunlu olmuştu. İsyanı bastırmak için bölgede bulunan Ermeniler başka illere gönderilmişti. İşte bu nakil sırasında yaşanan bazı olaylar Talat Paşa’yı hedef yapacaktı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.