Benim ecrim sadece ve sadece Rabbü'l-Alemin olan Allah'a kalsın
Hz. Osman döneminde Cezayir'de Rum güçleri ile İslâm orduları arasında kıyasıya bir mücadele sürmekteydi. Bizans'ın Cezayir'deki en yüksek de- receli komutanı Cercir, askerlerine moral motivas- yonu olsun diye şu ilanı yaptırmıştır: "Kim Abdul- lah b. Ebi Serh'i (İslâm kumandanını) öldürürse kızımı onunla evlendireceğim. Ayrıca yüz bin di- nar da mükâfat vereceğim." Bu durum bazı Müs- lümanların endişelenmesine ve komutan Abdul- lah b. Ebi Serh'in de gizlenmesine sebep olmuştu. Abdullah b. Zübeyr durumu anlayınca onlara şöyle dedi: "Bu endişe edilecek bir şey değildir. Biz de Cercir'i öldürüne onun kızını verelim. Ayrıca yüz bin dinar mükâfat verelim." Bu ilan İslâm as- kerleri arasında duyulunca herkese daha bir şevk ve azim geldi. Allah, o gün Cercir'i öldürmeyi İbn Zübeyr'e nasip etti ve İslâm askerlerinin İfrikiye seferlerinde galibiyet almasının kapısını Abdul- lah b. Zübeyr ile açtı. Savaş bitip yüz bin dinar önüne konulunca Abdullah b. Zübeyr şöyle dedi: "Ben teşvik olsun diye bunu dedim. Eğer bunu alırsam ahirette Allah'tan alacağım ecrin miktarını düşürürüm. Ne olur bunu İslâm askerlerine dağıt. Onun kızını da seçtiğin birine cariye olarak ver. Benim ecrim sadece ve sadece Rabbü'l-Alemin olan Allah'a kalsın." [Halife b. Hayyat, Tarih, 1, 136]
Sayfa 142
Nitekim Ermenistan'ın ilk başbakanı Kaçaznuni de bu gerçeği çarpıcı ifadelerle saptıyor: "1915 yaz ve sonbaharı döneminde Türkiye Ermenileri tehcire tabi tutuldular, kitlesel sürgünler ve baskınlar gerçekleştirildi. Bütün bunlar Ermeni meselesine ölümcül bir darbe vurdu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır; sonradan da anlaşılacağı üzere bu yöntem Türkiye'de Ermeni meselesinin temelli çözümü açısından en kesin ve uygun yöntemdi.
Reklam
Bu koşullarda Talat Paşa'nın ve zamanın hükümetinin savaş cephelerinin geri hatlarındaki Ermeniler için tehcir kararı alması zorunlu bir savaş önlemidir. Denebilir ki, bu karar olmasaydı, Kurtuluş Savaşımız zafere ulaşamazdı. Atatürk'ün 1919 yılında Erzurum ve Sivas kongrelerini yaparak, doğuda yaratılan dayanakla İzmir'i kurtarması, bu sayede mümkün olmuştur.
Cehennemliklerin çoğunun feryâdı, bugün yapması gereken işi, yârına ertelemektendir. Vay bize bu tehirden derler. Zavallı adam, bugüne yârına tehir ettiği şey o bir gün de, onunla beraberdir. O sanır ki bu meşgaleden kurtulacak. Bilmez ki, dünya meşgalesinden ancak onu atanlar kurtulabilirler. Nitekim şâir: "Kimse dünyada ihtiyacını bitirememiş; bir ihtiyacı tükenirken hemen diğeri yerini alır." demiştir.
Köşende oturup insanların sana gelmesini bekleyemezsin. Bazen senin onlara gitmen gerekir. Winnie the Pooh
Sayfa 90 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
Sorgulaması yapılan eski görevliler, işgal kuvvetlerinin bu konudaki baskılarını ve sonuçta suçları ispat edilirse belki de idam edilebileceklerini bilmelerine rağmen yine de Ermenilerin sevkinin bir ihtiyaç üzerine yapıldığı gerçeğini söylemekten çekinmemişlerdir. Sadece işgal kuvvetlerinin değil, mevcut hükümet ve particilik zihniyetiyle hareket edenler ve onların taraftarı basının, eski idare dönemindeki sorumluların şiddetle cezalandırılması talebinde bulundukları bir sırada verilen bu cevaplar, alınan kararın doğruluğunun ispatı ve kendilerine olan güvenin eseri olarak değerlendirilmelidir.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.