Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir görüş saçma yerlere vardırıldığında kesinlikle yanlıştır; fakat bir görüşün sırf tehlikeli sonuçları var diye kesinlikle yanlış olduğu söylenemez.
Seyit Kutub’un hezeyanları!
Seyit Kutub’un Hazreti Osman efendimiz hakkındaki akıl almaz iftiraları ile zekât konusundaki İslam’a zıt, sosyalizm benzeri sözlerini iki yazımda kaleme almıştım. Pek çok okuyucum Seyit Kutub’u böyle bilmediklerini ifade ederek başka hatalarının olup olmadığı konusunda sorular sordular. Bu itibarla kendisi hakkında bir yazı daha almaya karar
Reklam
Ben bir öğretmenim diye yalnızca kendinize özgürlük tanıdığınız halde başkalarını kısıtlayarak onları geliştirebileceğiniz, gelişimlerine yardımcı olabileceğiniz, onlara yol gösterebileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, üstelik bu tehlikeli bir yalandır. Bu görüş milyonlarca insanın gelişimine ket vurmuştur. Bırakın insanlar özgürlüğün ışığına kavuşsunlar. Gelişmenin tek yolu budur.
Bu kongrelerin (Erzurum, Sivas) ilkelerine bağlı olduklarını açıkladıkları için ulus tarafından milletvekili seçilen kişiler; her şeyden önce, bu ilkelere bağlı kişilerden ve bu ilkeleri duyuran cemiyetle ilişkisini gösterir adla bir grup kuracaklardı: "Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Grubu"... İşte bu grup, ulusal örgüte ve dolayısıyla ulusa dayanarak her nerede olursa olsun, ulusun kutsal isteklerini cesaretle söyleyecek ve savunacaktı. Efendiler, her görüştüğümüz kişi veya kişiler, bizimle düşünce ve görüş birliği içinde ayrılmışlardı. Fakat İstanbul Meclisi'nde "Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Grubu" diye bir grup kurulduğunu duymadık. Niçin?! Evet, niçin? Buna bugün yanıt isterim! Çünkü efendiler, bu grubu kurmayı vicdan borcu, ulus borcu bilmek durumunda ve yeteneğinde bulunan efendiler, inançsızdılar... korkaktılar... cahildiler. İnançsızdılar; çünkü ulusal davanın önem ve kesinliğine, bu isteklerin dayanağı olan ulusal örgütün sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkaktılar; çünkü, ulusal örgütün içinde yer almayı tehlikeli görüyorlardı. Cahildiler; çünkü tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu ve olacağını anlayamıyorlardı. Padişaha dalkavukluk ederek, yabancılara hoş görünerek, ılımlı ve kibar davranarak, büyük amaçların edilebileceği aymazlığını gösteriyorlardı.
''..Nasıl oluyor da bunları yemenin tehlikeli olmadığını anlayabiliyorsunuz.?'' diye sordu. ''Değişik bir şeyle karşılaştığında bunun yenilebilir olup olmadığını anlamanın bir yöntemi vardır. Bu, koku alma duyusuyla başlar. Yalnızca bitkileri değil, her şeyi koklamayı öğrenmen çok önemlidir. Havayı, suyu, hayvanları,
.... LİBERAL AHLAKIN ELEŞTİRİSİ Liberalizm, en genel tanımıyla: bireyselliği, kişisel özgürlükleri, serbest alım-satımı destekleyen, devlet otoritesini olabildiğince azaltan, bireysel tatmin ve karı olabildiğince arttırmayı hedefleyen felsefi düşünce akımıdır. Sadece felsefi görüş demekten hoşlanmıyorum aslında. Liberal düşünce siyasi ve ekonomi
Reklam
Hayat Kurtaran Makale:
Etikette "ŞEKERSİZ" yazıyorsa ASLA KULLANMAYI DÜŞÜNMEYİN BİLE!! NutraSweet', 'Equal' ve 'Spoonful' markaları ile pazarlanan “ASPARTAM” hakkında DÜNYA ÇEVRE KONFERANSINDA birkaç gün konuşma yaptım. EPA'ya yönelik bir yazıda 2001 yılında Birleşik Amerika'da Multiple Sclerosis (MS) ve sistemik lupus
Enes

Enes

@enesbir
·
15 Nisan 19:05
Çok Önemli- Diyet İçecekler
Kola kutularının üzerindeki "Soğuk içiniz” yazısı lezzet için yazılmamış. Aşağıda bir arkadaşımın yolladığı Diyet Kola hakkında bir yazı var. Olay ABD'de geçiyor. Ancak bildiğiniz gibi Türkiye'de de bir çok kişi diyet kola ve içecekler içiyor. Siz de içiyorsanız okuduktan sonra fikrinizi değiştireceğinizden eminim. Lütfen bu yazıyı
Bediüzzaman said Nursi mektubat kitabında hilâfet hakkında:
"İslâm'da net bir yönetim biçimi yotur. İslâm'ın üç ana delili ve üç ana kaynağı olan Kur'an, Sünnet ve icma açısından bakıldığında, yönetim şekli hakkında sadece bazı esaslar tavsiye edilmiştir. Bu esaslar ise şûra, meşveret, hesap verebilirlik gibi değerlerdir. Bunun dışında 'yönetim şu şekilde olsun' diye net bir
Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Bir keresinde gözü bana da takılınca kendimi ele vermemek için dikkatle görüş alanının dışına kaçtım fakat yıldırım hızıyla geçen o kısacık an içinde bakışlarındaki ateşli soruyu hissederek korktum ve yıllar sonrasında bile hiçbir hazzın, bir genç kızın bakışlarına o ilk kıvılcımı katmaktan daha tehlikeli, daha baştan çıkarıcı ve daha düşkünce olamayacağını hissettim…
Sayfa 24 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Birbiri ardına sorular hakkında ciddi tartışmanın sona ermesi, görüş birliğine ulaşmanın gerekli sonuçlarından biridir; doğru görüşler söz konusu olduğunda kutlanması gereken bir birliktir bu, hatalı görüşler söz konusu olduğundaysa tehlikeli ve zararlıdır.
Reklam
John Stuart Mill, bireylerin arasında tartışma çıkmasını, anlaşmazlıkları ve görüş ayrılıklarını faydalı bulmaktadır. Zira ona göre " kesin hükme bağlanmış bir düşüncenin derin uykusu" kadar tehlikeli bir şey yoktur.
Mürebbiye Alıntılar
Eğer ağlamakla ahlak düzeltmek mümkün olaydı dünyada çocuklardan uslu akıllı kimse bulunmazdı... Sy.9 Bir konuyla fazla uğraşmak, insanın o şeyle fazla içli dışlı olmasına yol açacağından, tehlikeli bir bilimsel deney yapanların bazen deney sırasında bilim yoluna kurban gitmeleri gibi, aleme ahlak dersi vereyim derken ahlaksızlık bataklığına düşüp de ta dibini boylayanlar da görülmemiş değildir. Sy.15 Her akıl sahibinin düşünüşü, anlayışı tek tip olsaydı, dünyada hemen her bilim ve fende ve her konuda düşünürlerin yolu bir olurdu. Her şeyde bu kadar anlaşmazlık ve görüş farklılığı görülmezdi. Sy.31 Başkalarının hareketlerinde gördüğümüz, kendi fikir ve görüşümüze uymayan her şeye gülmemiz, şaşmamız lazım gelse, ömrümüzün büyük kısmını gülmek ve şaşmak ile geçirmek gerekir. Herkes nasıl hareket edeceğini kendi aklıyla belirler. "Aklı pazara çıkarmışlar da herkes yine kendi aklını beğenip almış." Sy.31 Benim artık ihtiyarlık yakama çöktü. Evvelki gibi çalışamıyorum...Sen gençsin, çalış, durma çalış da bari ismin böyle bir şeye verilsin. Sy.37 Gönül aşk sarayını yıkılmış görmektense bazı hakikatleri çiğnemekten çekinmez. Sy.108
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Türk Edebiyatı KlasikleriKitabı okudu
Hikâye röportaj tekniği ile anlatılıyor. Yazar, kahramanların olaya tanıklıklarına ve onların bakış açılarına yer vererek zamanda geriye dönüşler yapıyor. Aynı yerde yaşayan ve aynı olaya tanıklık eden insanların aynı kişi hakkında birbirinden ne kadar farklı görüş ve duygulara sahip olduklarını gözler önüne seriyor. Yazar cinayeti ön plana yerleştirirken, toplumun kadına bakışını, toplumlara ve zamana göre değişen suç kavramlarını, insanların önyargılarını, toplumsal değerlerin birey üzerindeki baskılarını ve bu baskıların yol açtığı olumsuz sonuçları anlatıyor. Bu baskı ve önyargılar toplumun geneline yayıldığında değişikliğe uğramadan devam ediyor ve insanların hayatını bir anda değiştirebiliyor. Yazar bu tehlikeli duruma dikkat çekiyor. Can yakıcı bu hikâyenin bizim yaşadıklarımızla ne kadar benzer olduğunu okuduğumuzda şaşırdığımızı düşünmüyorum. Sosyal medyada, basında bunun gibi onlarca olayı okuduk, okumaya devam edeceğiz. Düşünmemiz gereken şey şu olmalı; birey olarak bizler toplumun dayattığı bu baskın görüşten kaçabiliyor muyuz, buna benzer bir hikâye duyduğumuzda sesli olarak dile getirdiklerimiz ile sessizce mırıldandıklarımız aynı cümleler mi? Yoksa biz de bu değirmende öğütülerek suskunluğumuzu gelecek kuşaklara mı aktarıyoruz? Toplum olarak iyileşmenin bireysel iyileşme ile mümkün olduğuna inanıyorum. Özdemir Asaf’ın dizeleri ile yazımı sonlandırırken herkes için sağduyu diliyorum.
223 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
HACC İslam'ın Devrimci İbadeti
Hacc tecrübesi bana neler öğretti. Kişi hacca giderken kendi kendine "hacc ne demektir diye sormalı ve haccın Allah'a doğru yükselmesi olduğunu bilmelidir." Hacc ibadeti pek çok şeylerin aynı anda gösterisidir. Gösteride Allah, sahnenin yöneticisidir. Adem, İbrahim, Hacer ve şeytan başlıca karakterleridir. Sahneler Mescid'ûl
Hac
HacAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20111,344 okunma
539 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.