" Vardır bir nedeni,
Öyle bir nedendir ki, senden başka çarem yoktur sevgili avukat tek yolum, tek çarem, tek umudum, tek özgürlüğüm sensindir."
"Vardır bir izi,
Öyle bir izdir ki geçmemiştir hiç."
"Vardır bir lekesi,
Uğruna savaş çıkartılır."
"Vardır bir hayali,
Kabusların ortasında rüyalar gördürür."
"Vardır bir tutsaklığı,
Demir parmaklıkların çok daha ötesindedir."
"Neden ben?" Üzerine bastırdım kelimelerin. "Neden?" diye sordum. "Bana bir cevap borçlusun, bütün bu yaşadıklarım için." "Vardır bir nedeni" dedi her zaman dile getirdiği gibi "Öyle bir nedendir ki, senden başka çarem yoktur sevgili avukat, tek yolum, tek çarem, tek umudum, tek özgürlüğüm sensindir." Elini kaldırdı, parmakları zorlukla çeneme uyandığında baş parmağı çenemi okşadı. Her ne düşünüyorsa şefkatle gülümsedi. "Vardır bir izi," dedi "öyle bir izdir ki, geçmemiştir hiç. Vardır bir lekesi, uğruna savaş çıkarılır. Vardır bir hayali, kabusların ortasında rüyalar gördürür. Vardır bir tutsaklığı," dediğinde eli yanağımda dolaşt, bakışları gözlerimin içindeydi. "Demir parmaklıkların çok daha ötesindedir."
"Neden ben?" Üzerine bastırdım kelimelerin. "Neden?" diye sordum. "Bana bir cevap borçlusun, bütün bu yaşadıklarım için." "Vardır bir nedeni" dedi her zaman dile getirdiği gibi "Öyle bir nedendir ki, senden başka çarem yoktur sevgili avukat, tek yolum, tek çarem, tek umudum, tek özgürlüğüm sensindir." Elini kaldırdı, parmakları zorlukla çeneme uyandığında baş parmağı çenemi okşadı. Her ne düşünüyorsa şefkatle gülümsedi. "Vardır bir izi," dedi "öyle bir izdir ki, geçmemiştir hiç. Vardır bir lekesi, uğruna savaş çıkarılır. Vardır bir hayali, kabusların ortasında rüyalar gördürür. Vardır bir tutsaklığı," dediğinde eli yanağımda dolaşt, bakışları gözlerimin içindeydi. "Demir parmaklıkların çok daha ötesindedir."
Sanki sonbaharın alacakaranlığında, ıssız bir yerde, çığlıklarıma cevap alamaz bir hâlde tek başıma kalmıştım. Daha önce tatmadığım bir korku tarafından ele geçirilmiştim. Aşk acısı denen şeyin bir parçası mıydı bu da? Issızlığın ortasında dikilirken güneş batmıştı ve gecenin çiyi üstüme yağarken ölmekten başka çarem yokmuş gibi hissettim.
"Neden ben?" Üzerine bastırdım kelimelerin. "Neden?" diye sordum. "Bana bir cevap borçlusun, bütün bu yaşadıklarım için."
"Vardır bir nedeni" dedi her zaman dile getirdiği gibi "Öyle bir nedendir ki, senden başka çarem yoktur sevgili avukat, tek yolum, tek çarem, tek umudum, tek özgürlüğüm sensindir." Elini kaldırdı, parmakları zorlukla çeneme uyandığında baş parmağı çenemi okşadı. Her ne düşünüyorsa şefkatle gülümsedi. "Vardır bir izi," dedi "öyle bir izdir ki,geçmemiştir hiç. Vardır bir lekesi, uğruna savaş çıkarılır. Vardır bir hayali, kabusların ortasında rüyalar gördürür. Vardır bir tutsaklığı," dediğinde eli yanağımda dolaşt, bakışları gözlerimin içindeydi. "Demir parmaklıkların çok daha ötesindedir."
Sana karşı nefretten gayrı bir şey hissetmesem de, tek çarem sendin. Duygusuz, kalpsiz yaratıcı! Bana algılar, tutkular vermiş, sonra da insanlık hor görsün, korksun diye beni uzaklara göndermiştin.
Kitap okuyarak içimde yükselen duyguları bastırmayı tasarlıyordum. Tek çarem okumaktı. Okumaktan, kuşkusuz çok yararlanıyordum. Kitaplardan zevkler, coşkular, acılar alıyordum.