"Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani..."(s. 248)
Vasiyet etti Nâzım usta. Tek isteği vatan topraklarında ölmekti. Ama gel gör ki, vatan toprağında bile yatmasını çok gördüler. Çok sevdiği
Ruhsal yapım toplumca bozulmuş, beynim şüpheci kalbim asla doymuyor, hiçbir şeyle avunamıyorum, acıya da hazza alıştığım kadar kolay alışıyorum. Bu yüzden hayatım giderek anlamsızlaşıyor, tek çarem yolculuğa çıkmak... Zamanım olur olmaz, gideceğim.
" Vardır bir nedeni,
Öyle bir nedendir ki, senden başka çarem yoktur sevgili avukat tek yolum, tek çarem, tek umudum, tek özgürlüğüm sensindir."
"Vardır bir izi,
Öyle bir izdir ki geçmemiştir hiç."
"Vardır bir lekesi,
Uğruna savaş çıkartılır."
"Vardır bir hayali,
Kabusların ortasında rüyalar gördürür."
"Vardır bir tutsaklığı,
Demir parmaklıkların çok daha ötesindedir."
#BL
#TDÇ
Sana karşı nefretten gayrı bir şey hissetmesem de, tek çarem sendin. Duygusuz, kalpsiz yaratıcı! Bana algılar, tutkular vermiş, sonra da insanlık hor görsün, korksun diye beni uzaklara göndermiştin.
Artık çok daha iyi anlıyorum onu. Yani yaşamı tanıyorum, en acısı da bu. Biliyorum hüzün mutluluktan daha güçlü bir duygudur. Elleri kıpırdayan her insan sevincinden hemen hüznünü anlatır. İnsana daha yakındır çünkü bu duygu. Bazen umursamıyorum, deli bir dalga alıp götürüyor beni düşüncelerde buluyorum kendimi. Fark ettiğimde sadece yazıyor
“Böyle her dediklerini yaparak, her gün biraz daha fazlasını istemeleri karşısında boyun eğerek, bir gün sabrım tükenirse, artık çok geç kalmış olacağımdan mı korkuyorsunuz?”
“Evet, küçük hanım, sizinkisi gibi hiçbir şeyin yumuşatamayacağı türden bir iradeyi kaygı verici buluyorum; ama ben bundan dolayı değil, sizin yaşınızda bir insanın böylesine
Süzülün, uçuşun beni de, beni de alın götürün
Bir okyanus ortasına ya da bir senri yanina
Kanat kanat yelken olup götürün beni kuşlar
Bir dalganın içine ya da kör bir kuyuya
Sevda çok uzaklarda, yıldızların da ötesinde
Bilmem nasıl yakalarım kuşlar, kuşlar
Ya umutlar biterse
Gidemem, gidemem, gidemem
O kadar uzaklara gidemem
Tek çarem sonsuzluğa atın beni kuşlar
Gidemem, gidemem, gidemem
O kadar uzaklara gidemem
Tek çarem sonsuzluğa atın beni kuşlar
Yetişin nefesim bitiyor, yetişin bana kuşlar
Ya özgürlük adına ya da sevda hatırına
Bir dalı kırık ağacım, söküp beni koparın
Bir deli orman içine bırakın beni kuşlar
Sevda çok uzaklarda, yıldızların da ötesinde
Bilmem nasıl yakalarım kuşlar, kuşlar
Ya umutlar biterse
Gidemem, gidemem, gidemem
O kadar uzaklara gidemem
Tek çarem sonsuzluğa atın beni kuşlar
Gidemem, gidemem, gidemem
O kadar uzaklara gidemem
Tek çarem sonsuzluğa atın beni kuşlar
En büyük müttefiklerim devasa, taştan heykeller, şehrin meşhur ölüleridir, benim dışımdaki tek dilsizler. Son çarem;
terk edilmişliği hazza dönüştürmek, yalnızlığın doruğuna çıkmak; ben insanların en yalnızı, en yitiği..
Günaydın. Bu çağda kimse açık değil. Hep bir oyun hep bir karmaşa hem bir yarım bırakma. Hikâyeler de yarım, dostluklar, ilişkiler de. İnsan neyin bitip neyin bitmediğini, neyin iyiye gidip neyin gitmediğini bir türlü anlayamıyor. Marguerite Duras, "...yitirmek istemiyorsam, özgür bırakmak zorundayım." diyor
Gitmek istiyorsan bahanesiz git
Uyatma uykulu hatıraları.
Sesin aynı sestir bakışın üvey
Giderken sesin de el olsun bari.
Denize atıldın bir çiçek gibi
Üstünde dalgalar çalkalanacak.
Sahte sevgin sahte bir kimlik gibi
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Merhabalar. Birazdan Yüzüklerin Efendisi serisinin okumuş olduğum 2. kitabını -İki Kule'yi- inceleyeceğim. Ama ondan önce söylemek istediğim birkaç şey var. Hepimiz biliyoruz ki 2001 yılının Aralık ayından bu tarihe kadar dünyanın en çok izlenen ve hasılat yapılan, 17 farklı dalda oscar ödülü olan film serisinin uyarlandığı kitaplar bunlar. Bazı