Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti ………derken annem açtı yuva kurma konusunu.Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi.komşuları çok dindarmış, kızlarının ailesinden dahada dine bağlı olduğunu duyunca sevindim.Gittik bir görelim görüşelim dedim.Ilk ailesiyle konuştum…Hatta ben konuşmadım sürekli onlar
Fazlasıyla tanıdık cümleler:)
Geçmiş, şimdi ve dünya üzerine çeşitli düşüncelere dalmaktan bıkmıştım artık. Bir tek şey istiyordum yalnız: Kitabımı rahatça bitirmem için hiçbir şeyin beni engellememesi.
Sayfa 143 - Can Y.Kitabı okudu
Reklam
218 syf.
·
Not rated
“Varoluş, Çıkışsız Labirentte Bir Kovalamacadır”
Varlık Ergen
Varlık Ergen
varlikergen.com dusunbil.com / felsefehayat.net ve Cumhuriyet Gazetesinde yayımlandı: İbrahim Türkdoğan’ın “Hiç/Sınır Ötesi Tümceler” isimli kitabına değinmek istiyorum bu yazımda. Kitap, Öteki Yayınevi etiketiyle basılmış; Mazlum Hancı yayına hazırlamış ve kapak/sayfa düzenlemesini Özgür Yurttaş üstlenmiş. Kendisi Max Stirner’in
Hiç
HiçH. İbrahim Türkdoğan · Öteki Yayınevi · 201812 okunma
İnsanın Anlamını Tüketmek
Zamanın ruhu deselerdi, hiç düşünmeden, bellek yitimi, derdim. Tuhaf bir bilgi edindik sonunda. Her şeyin bir cümlelik anlamı olduğu bir bilgi. Bir saat sonra kimsenin aklında kalmayan; derdi, duygusu, sesi, soluğu olmayan bir zavallı bilgi. İçinde hayatın olmadığı bir bilgi. Ne acısı var, ne sevinci. Sadece söylüyorsunuz. Bunun için bir nedeniniz olması da gerekmiyor. Koroya katılmak için bu kadarı yetiyor. Var olacağınız başka bir alan kalmadı. Zaten iki dakika sonra siz de, sözünüzü dinleyenler de hiçbir şey anımsamıyor. Gerçi siz sözünüze muhatap aramıyorsunuz, konuştuğunuz kişi de kimseden bir söz beklemiyor ama olsun, ne gam. Çağ, yeni bir varoluş kaidesi yarattı. Siz neden alçakta kalasınız değil mi? Bir şimşek çakımı boşlukta, siz de iki saniye göründünüz. Yeter! Şimşek çakımı da değil, aptal bir tekrarın ruhsuz, kimliksiz gölgesi. Ne diyordu, hepimizden yapılmış bir bulantı fotoğrafının altındaki dizeler: Herkesle bir olurum / kişiliksiz kalırım.' Kimsenin kendine ait bir zamanı yok. Kimsenin kendi acısı yok, anısı yok, rüyası yok, arzusu yok. Herkes koronun en ortasında en yüksek sesi çıkarmak için çırpınıyor. Oraya nasıl geldiğini bilmiyor. Oradan nereye gideceğini bilmiyor. Kalabalıkla birlikte o da bağırıyor. Tek zamana indirgenmiş bir bellek. Yapıştırma bir gülümseme. Eğreti. Anlamsız.
Sayfa 7 - Kırmızı Kedi
260 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Çok tanıdık... Bulantı yeterli olmuş mu bilmiyorum ama bununla beraber yedirdiği yalnızlık hissini adeta yaşıyorsunuz. Bana ilk gerçek yalnızlığımı hatırlattı ilk sorgulamaya başladığım zamanı ki sürekli yüreğimi ağzıma getirirdi tekrar aynı hisleri yaşamaktan kaçtığım korkunç bir dönemdi, fakat kitabı okuyunca yalnızlığın da büyütülebildiğini ve bir emek gerektirdiğini daha da kavramış oldum. Betimlemeler çok can alıcı , kitap okumaktan yorulduğum ağırlaştığım bir dönemde olmama karşın elimden düşüremedim, her bölümde kendinizi bulmanız mümkün tek cümlelik olanlar da dahil. Daha güzel incelemeler elbette mevcut fakat kendinizden özellikle sürekli kaçtığınız ötelediğiniz görmek istemediğiniz kendinizden birşeyler bulmak istiyorsanız okuyunuz ;)
Bulantı
Bulantı
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202123.1k okunma
iNSANIN ANLAMINI TÜKETMEK Zamanın ruhu deselerdi, hiç düşünmeden, bellek yitimi, derdim. Tuhaf bir bilgi edindik sonunda. Her şeyin bir cümlelik anlamı olduğu bir bilgi. Bir saat sonra kimsenin aklında kalmayan: derdi, duygusu, sesi, soluğu olmayan bir zavallı bilgi. İçinde hayatın olmadığı bir bilgi. Ne acısı var, ne sevinci. Sadece söylüyorsunuz. Bunun için bir nedeniniz olması da gerekmiyor. Koroya katılmak için bu kadarı yetiyor. Var olacağınız başka bir alan kalmadı. Zaten iki dakika sonra siz de, sözünüzü dinleyenler de hiçbir şey anımsamıyor. Gerçi siz sözünüze muhatap aramıyorsunuz, konuştuğunuz kişi de kimseden bir söz beklemiyor ama olsun, ne gam. Çağ, yeni bir varoluş kaidesi yarattı. Siz neden alçakta kalasınız değil mi? Bir şimşek çakımı boşlukta, siz de iki saniye göründünüz. Yeter! Simşek çakımı da değil, aptal bir tekrarın ruhsuz, kimliksiz gölgesi. Ne diyordu, hepimizden yapılmış bir bulantı fotoğrafın altındaki dizeler: Herkesle bir olurum| kişiliksiz kalırım. * Kimsenin kendine ait bir zamanı yok. Kimsenin kendi acısı yok, anısı yok, rüyası yok, arzusu yok. Herkes koronun en ortasında en yüksek sesi çıkarmak için çırpınıyor. Oraya nasıl geldiğini bilmiyor. Oradan nereye gideceğini bilmiyor. Kalabalıkla birlikte o da bağırıyor. Tek zamana indirgenmiş bir bellek. Yapıştırma bir gülümseme. Eğreti. Anlamsız. Güvenlik içinde ama yalnız değil. Bütün korkularını yendi. Daha doğrusu korkuyu saklayacak, öfkeyi, itirazı, hevesi saklayacak bir geçmişi yok. *Edip Cansever
Reklam
52 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.