İçimde her şeyi yapabileceğine inanan hevesli bir çocuk, dışımda her şeyden hevesi kaçan yetişkin bir kabuk. Heveslenen de ben, hevesini kursağına dizen de. Yapabilecekleri olan da ben, yapmaya mani olan da. Bu zıtlığın arasında dolanan bir bilincim. Bir o yana bir bu yana salınan bir sarkacım. Kabul ediyorum: Hem oyum hem buyum. Kabuğu oluşturan yetişkin de onu kırmayı başaran çocuk da benim. Çin Seddi gibi duvarların ardında, Olimpos ateşi gibi durmadan yanan bir varlığım. Kime atabilirim ki suçu? Üstelik ateşden de duvardan da razıyken. Kabul ediyorum işte: Ben dışarıda aramaya hiç lüzum olmayan bir düşmanım kendime bazen ve hiç kimseye ihtiyacı olmayan en kadim dostum da. Ben hem koruyanım hem korunmak istemeyen… Böyleyim. Dışarıdan, sadece o an hangisi olmayı seçeceğim verileri alan ve ne olacağına içeride hüküm veren bir karar merciiyim. Kendimin tek yetkilisiyim. Dışarıda hiç bir şey yok. Ben içerisiyim❤️ Bazen kabuğumu sertleştirir bazen de emeğimi hiç eder kendimi yıkar geçerim. Sonra o kabuğu yeniden inşa eder içime dolar ve dar geldiğinde hiç acımadan yeniden de kırarım bir ıstakoz misali. Ancak böyle büyürüm çünkü, korkarak ve cesaretle, yaparak ve yıkarak, koruyarak ve kırarak… İmza, kaşe, mühür🌸 Funda Dündar
Not: Yoruma kapadım çünkü küfür edenler var. Kadınlar ve çocuklar da var. #68124067 Dün biraz tartıştığım en son yazısında Selâm yazıp Aleykümselam yâzarak yanıt verdiğim şahıs beni engelleyip arkamdan konuşuyor. Beni Kürt düşmanı olarak gösterme çabasında ben Kürtleri seviyorum kimseyi de buna ikna etme çabasında
Reklam
Bana Kelimeler Ver
Bir pazar yeri karmaşasında götürüyorum hayatı. Götürebiliyor muyum ? Yok hayır, bilmiyorum. Bu yazıyı neden bu gün yazıyorum ? Çok önce yazmalıydım çook. Pazarcılık yaptığımız yıllarda. Sabah güneş doğmadan uyanıp yollara nasıl düştüğümüzü, soğukta titreye titreye açılan tezgahları, bir annenin merhametli yorganı gibi üzerimize açtığımız
Beni niye üzdünüz ki
Ben Çikolata yiyince poşeti çöp kutusuna kadar elimde veya cebimde taşıyorum. Saksılarda çiçekler yetiştirip onlara isim verip muhabbet ediyorum. Dolmuş da otobüste giderken tek boş koltuk benim yanımsa bayan ve yaşlı binince kalkıyorum ayakta gidiyorum otursun rahatsız olmasın diye. Kaldırımda yürürken karşıdan gelen bayan rahatsız olmasın diye kaldırımdan inerim başım aşağıda yürürüm. Aynı yöne yürüyorsak ya yavaslarim beni geçsin yada kaldırımdan iner hızlı adımlar ile onu geçerim tedirgin olmasın diye. Kadının çocuk ruhu yaşı kaç olursa olsun hep vardır ve ben o çocuk yanını dışarı çıkartır onu mutlu ederim. Yemek yaparım, cam silerim, ütü yaparım. sürprizler yapan biriyim. Bize anlamsız gelen ama onlar için büyük anlam taşıyan şeyler vardır onları iyi bilirim. Yeri gelir gözleri ile konuşurum yeri gelir hareketleri ile çünkü her şeyi dile getiremez kadın. Vakit geçirmek ilgilenmek isterim burnuyla yanaklarıyla oynamak isterim... İnce ruhludur narindirler kırılgandirlar tıpkı papatyalar gibidir kadınlar. Erhan tursun
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Tek taş;) En sevdiği taşını verdi bana ..
- Kızım sen tek taşı yanlış anlamışsın. - Öff anne! Ben mücevherden bahsetmiyorum ki pırlanta benim umurumda değil. Fırlatırken duyduğu coşkuyu görmen lazım. Taşları büyük bir heyecanla seçip biriktirirken izledim onu. Dikkat ettim, nasıl da özenerek topluyordu her birini. Anladım ki mesele sadece suda kaç defa sektiği değil. Onu buraya çağıran başka bir şey olmalı. Taşa böylesine sevdalanan, âşık olduğunda ne yapmaz! Aklıma ne geldi biliyor musun? Bir akşam sahilde yanına gidip bana da öğretir misin desem! Düşünse- ne anne, dün korkmuştu bana yenilmekten. Fena fikir değil aslında, geçerim bence onu!
Taş Sektirme Ustası
Taş Sektirme Ustası
Reklam
157 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.