"Fransızlarda 'mezar taşları gibi yalan söylemek' gibi bir tekerleme var. Kendi hayat hikayesini anlatmak da buna benzer. Önce hafızmamızın aynasında sadık akisler aramak ve onları infiallerimizin, egoizmimizin eklediği çizgilerden ayırt etmek kabil mi?..."
519 syf.
·
Not rated
Masallar genellikle tekerlemeyle açılır: Bir varmış, bir yokmuş. Evveli evveliyken. Develer tellal iken. Kediler berber, horozlar imam iken. Annem eşikte, babam beşikteyken. Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken. Annem düştü eşikten, alnı yarıldı kaşıktan. Annem kaptı sopayı, babam kaptı maşayı… Masalcının yeteneğine göre dallanır ve uzar bu tekerleme. Masalın sonunda da daha kısa kısa bir tekerleme olur: Masaldır bunun adı. Dinlemekle çıkar tadı.
Türk Masalları
Türk MasallarıNaki Tezel · Alfa Yayınları · 2019370 okunma
Reklam
Masallar genellikle tekerlemeyle açılır: Bir varmış, bir yokmuş. Evveli evveliyken. Develer tellal iken. Kediler berber, horozlar imam iken. Annem eşikte, babam beşikteyken. Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken. Annem düştü eşikten, alnı yarıldı kaşıktan. Annem kaptı sopayı, babam kaptı maşayı… Masalcının yeteneğine göre dallanır ve uzar bu tekerleme. Masalın sonunda da daha kısa kısa bir tekerleme olur: Masaldır bunun adı. Dinlemekle çıkar tadı.
Şimdi geriye baktığımda, sözleri hiçbir anlam taşımayan ama her anlama da gelebilen bir tekerleme gibi, her şey harika görünüyor; buğulu bir pencereye dudaklarınızın izini bırakmak gibi.
Sayfa 111
112 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Japon edebiyatında okuduklarımdan farklı bir eserdi.Haiku şairi olan Matsuo Başo'nun yolculuğunu kaleme aldığı ve aralarına da Haiku denen Japonlara özgü bir şiir türünü serpiştirdiği bir mini seyahatname.Haiku daha çok tekerleme gibi 3 mısradan oluşuyor,içerik bakımından her şeyi barındırabiliyor ama ağırlık doğaydı.Kendi dilinde okununca muhtemelen kulağa daha melodik ve güzel geliyordur zira Türkçe okuyunca pek etkilendiğimi söyleyemem.Bu şair 17.yüzyılda yaşamış ve Japonya'da oldukça tanınan bir sanatçı kendisi.Öğrencisi Sora ile birlikte Japonya'nın kuzeyine doğru yola çıkıyor ve gezip gördüğü her yerden bahsediyor.
Kuzeye Giden İnce Yol
Kuzeye Giden İnce YolBaşo (Matsuo Bashō) · İthaki Yayınları · 20221,589 okunma
312 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Roman karakteri ve yazar Paradoksları ya da Menteş Gezegeni
Bir Murat Menteş hayranı olarak diye söze başlamak istiyorum. Yazar kitapla konuşmanızı sağlıyor. Bu eserde yazarla karakterlerle sohbet ediyorsunuz. Nasıl mı? Sizde okuyun görürsünüz. Sürprizi bozmak istemem. Gelelim eser'in içeriğine polisiye türünde olsada eser aşırı edebi geldi. Kitabı okuyacak olanlara sesleniyorum başladığınız gibi bitirmeye çalışın. Araya gün girerse kafanız karışabilir. Çünkü Murat bey gene çok kalabalık bir kadro oluşturmuş ve karakterlerin isimleri Korkma ben Varım daki gibi tekerleme vari. Benim Murat beyin kaleminde en sevdiğim olay da bu sanırım. Hiç kimsenin aklına gelmemiş olan isimler Murat beyin kaleminden nüfus ediliyor. Kimlikleşip gün yüzüne çıkıyor. Yahya Hayhay, Alp Laçin O, Senat O, Melek O Yegane Yadigar, Gül Esin, Nihat Nohut, Kami Koma, Sebati San, Merih Kızıl gibi birbiriyle alakalı tekerleme usulü isimler olaylar bağlayışlar efsaneydi. Yazar bir eser'in bir yerinde diyor ki siz hangi yazarla tanışmak istersiniz? Ben bizzat kendisiyle çay içmek istiyorum. Yani inşaallah duyar sesimi
Murat Menteş
Murat Menteş
ya hocam çayı ben ısmarlayacağım bir gün Göksenin Yıldırım la oturduğunuz gibi benimle de oturur musunuz? Eserlerimiz hakkında edebiyat hakkında, yazarlar hakkında kknuşalım. Gerçekten eser içinde o kadar çok yazar ve eser geçiyor ki okunacaklar listesi kabardı. Roman makinesine bende girip Korkma ben Varım da gözükmek isterim. Ya da birçok eserde gezmek isterim. Gerçek Alp Laçin O gibi Roman Fabrikası Yayınları kurup birilerine kitap yazdırıp para kazanmakta fena sayılmaz aslında neyse çok spoiler olmasın. Tavsiye ediyorum mutlaka okuyun.
Afili Hafiye
Afili HafiyeMurat Menteş · Alfa Yayınları · 2023797 okunma
Reklam
Nerede?
Tekrarlıyoruz: Eli çolak, dili tutuk, edası mahkûm, işi korkak, ahlâkı boyun eğme, üslûbu yüze gülme, bilgisi tekerleme, vecdi ezberleme, gözleri kuru, yüreği katı, ibadeti kabuk, hassasiyeti kopuk, biçareler biçaresi!.. Sen neredesin, Müslümanlık nerede?..
Bak kızım.." demişti, "bir tekerleme vardır, bilir misin: Çalıydı, çırpıydı ama evimdi. Anadolu da yoksuldur, çıplaktır, bakımsızdır ama vatanımızdır.
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 7 hours
Gulyabani, yazarın okuduğum ilk eseri olmakla üslubunu oldukça beğendiğim bir kitabı oldu. Kitap "iyi saatte olsunlar" üzerinden eşref-i mahlûkatın(!) diğer tüm mahlûkatlardan hinoğluhinlik ve içten pazarlıkta ne kadar ileri olduğunu gözler önüne seriyor. İçerisinde bulundurduğu tekerleme ve bilmecelerin yanı sıra oldukça akıcı ve yalın bir dile sahip. Hikâye, Muhsine adındaki muhteremin başından geçen olayları çocuklara masal niteliğinde anlatmasının ardından yazarın da bunu bize aktardığını söylemesi ile temelini atıyor. Kitap başkahramanımız olan Muhsine'nin ileri sayfalarda da göreceğimiz gibi kandırılarak, ölüme teslim edileceği Yedi Çobanlar Çiftliği'ne hizmet etmeye götürülmesiyle başlıyor. Ruşen ve Çeşmifelek bu konağın hanımefendisine hizmet eden diğer kahramanlar. Olay örgüsü hanenin ve haneyi ele geçirenlerin etrafında gelişiyor. Muhsine'nin yüklükten çıkan musallatı olmuş Hasan adlı bir köylünün cin hâlinden etkilenerek, selamlıkta yaşayan gerçek Hasan'la buluşup sözlenmesi ile asıl düğüm atılıyor. Cinler tarafından yârını kaybettiğini düşünen Muhsine'nin rahatsız etseler dâhi canlarından olacakları bu mahlûkatlara, meydan ve beddualar okuması üzerine "gulyabani" çıkageliyor. Bu safsatalara inanan, ki tüm duyularıyla manipülasyona uğradıkları için inanmaları çok doğal, hane çekinse de bunun üzerine gidiyor ve aslında ölmemiş olan Hasan'ın darbesiyle sahtekârlığın foyası ortaya çıkıyor. Birbirine kavuşan aşıklar ve tutuklanan düzenbazlarla beraber sona eren bu kitabı oldukça beğendim, tavsiye ederim.
Gulyabani
GulyabaniHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910.8k okunma
Masallar genellikle tekerlemeyle açılır: Bir varmış, bir yokmuş. Evveli evveliyken. Develer tellal iken. Kediler berber, horozlar imam iken. Annem eşikte, babam beşikteyken. Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken. Annem düştü eşikten, alnı yarıldı kaşıktan. Annem kaptı sopayı, babam kaptı maşayı… Masalcının yeteneğine göre dallanır ve uzar bu tekerleme. Masalın sonunda da daha kısa kısa bir tekerleme olur: Masaldır bunun adı. Dinlemekle çıkar tadı. Bazen de: Masaldır bunun adı. Söylemekle çıkar tadı.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.