Gölgesizler Hasan Ali Toptaş’ın okumuş olduğum ikinci kitabı. Daha önce “Kuşlar yasına gider”i okumuş ve kitabın olumlu yönleri olsa da bir bütün olarak fazla beğenmemiş ve burada paylaşmıştım.
Bu kitapta ise; kurgusundan hikâyeye, karakterlerden diyaloglara, sembollerden tekrarlara, satır aralarından finaline kadar yazara hayran kaldım. Yazar
Bu tarlaya bir şinik kekere mekere ekmişler.
Bu tarlaya da bir şinik kekere mekere ekmişler.
Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış.
Bu tarlaya da ekilen bir şinik kekere mekereye de boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış.
O tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuk, diğer tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuğa demiş ki: “Sen ne zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuksun?”
O da ona cevaben “Sen ne zamandan beri o tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuksan ben de o zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuğum.” demiş.
Merhaba arkadaşlar, uzun zaman sonra yeni bir inceleme yapıyorum. Bu kitap polisiye romanların kraliçesi Agatha Cristie’nin “On küçük zenci” kitabıdır. Diğer romanlarından farklı olarak bu kitapta meşhur dedektif Herkül Puaro yoktur. A.Cristie romanlarının büyük bir çoğunluğunda olduğu gibi bu kitapta da /Katil kim?/ oyunu oynanıyor.
Konuya
~
❝
Binlerce çıkmaz sokağın sonundaki isimdi umutsuzluk, haksızlığın önünde öksüz bırakılmış yarınlara inat sürekli bir tekerleme gibi defalarca yineleniyorum üşüyen ellerimi..
❞
~
Ben bir bilmece bitirdim herhalde. Şiirden çok tekerleme hatta en çok bilmece gibi geldi bana. Her şiir biterken sorulan soruyla cevabı bulmaya başladım. Ödül almış bir de bu kitap? Acaba o yıl tek bu kitap mı katıldı yarışmaya? Ya da jüriler akraba eş dost olmalı. Bu ne yani?
Yaşamaya kıyamazdım günleri
Giderdim yanına, kendimden habersiz
Sıkıldım. Bu kadar uzamasa kesinlikle on üzerinden on verilecek bir kitaptı. Öyle muhteşem ifadeler vardı ki bazı zaman şaşkınlıktan ağzım pamuk şeker kadar açıldı da kopacak sandım. Bir insan kalemi nasıl böyle kullanabilir? Gerçekten bu konuda hakkını teslim etmek gerek. Fakat dediğim gibi her şeyin fazlası zarar. Bir yerden sonra sayfalar birer