Aile, toplum, kültür, adam…
Her bedenden, her zamandan, her coğrafyadan, her yaşayıştan kadının türlü acısını taşıyorum ruhumda. Güzel de olsa çirkin de, zengin de olsa fakir de, cahil de olsa bilge de bir kadın, olaylar, kişiler, zamanlar, mekanlar değişse de hiç değişmeyen ve sürekli kendisini tekrarlayan acılar bunlar. Bu acıları bize çektirenler, bu adamlar değil. Bu acıları bize çektirenler ailemiz ve toplum, bu acıları bize çektirenler, kültür; o adamlar hem buna yaslanarak hem de bundan dolayı böyle davranıyor bizlere.
424 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 31 hours
Popüler şeylerin oluşturduğu beklenti hissini sevmiyorum. Bu yüzden mümkün olduğunca geciktirmek istemiştim bu okumayı da. Gelin görün ki, yeni çıkan hiçbir kitabın olmadığı nezih kütüphanemizde karşıma çıktı. Eh, hadi okuyayım bari dedim. Sizi bilmem ama yeni şeyler öğrenmek her zaman büyük keyif veriyor bana. Bu romanın satır aralarında da "vay be" dedirten bazı ilginç araştırmalardan bahsedilmiş. Kaynakçalı falan olunca Azra Kohen okuyormuş gibi hissettim. Bunun dışında, sürükleyici bir macera romanı. Gerçekten çok sevebilirdim, bazı şeyler olmasaydı eğer. Evet, şimdi gelelim olumsuz bulduğum taraflarına: İlk olarak, sürekli "nöron" vurgusu yapılması beni çok yordu. Çünkü günlük yaşantımızda espriyle karışık belki bir iki kere kullanabileceğimiz bu kelimeyi sürekli tekrarlayan karakterler düpedüz absürd. Bu arada kitabı nöro-roman yapan şey de bu. Yani yazar iki sayfada bir nane deseymiş, nane-roman olacakmış kitap. Tamamen PR olayı. Sevmediğim diğer şey ise, genel olarak bir kitapta okumayı en sevmediğim şey: "Birazdan olacakları tahmin bile edemezdi", "Şimdi konuşabilseydi, yaşanacak acılar yaşanmayacaktı" tarzında, daha sonra olacaklara atıfta bulunan cümleler. Yazarlar bu kehanet cümleleriyle merak unsuru yaratmaya çalışıyor belki ama hikâye tefrika şeklinde yayınlanmıyorsa şayet, kelime kalabalığından başka bir şey olmuyor. Gereksiz, okuru yoran cümleler bunlar. Velhasılı kelam, ilk kitaba ilişkin benim düşüncelerim böyle. Kütüphaneye geldiğinde devamını da okurum ama umarım diğer kitaplarda nöron kelimesi daha az geçiyordur ve kâhinin ağzı daha sıkıdır. =)
Pia Mater
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914.6k okunma
Reklam
Her ne kadar çekilen acıların yanı sıra sahip olu­nan sınırlı sayıdaki mutluluk yaşamı bir miktar katlanılabilir kılsa da yaşam önemli bir iyilikten yoksundur: Anlam. Tüm acılara katlanılabilir, tüm olumsuzluklara cesaretle göğüs gerilebilir ve bizden sonrakilerin de göğüs germesi sağlanabilirdi şayet tüm bunların bir anlamı ve amacı olsaydı...
Sayfa 38 - VAROLUŞUN NEDEN OLDUĞU ACILARA KARŞI BiR ÇÖZÜM ÖNERİSİ - MERT ALTINTAŞKitabı okudu
“Her bedenden, her zamandan, her coğrafyadan, her yaşayıştan insanın türlü acısını taşıyorum ruhumda… Güzel de olsa çirkin de, zengin de olsa fakir de, olaylar, kişiler, zamanlar, mekanlar değişse de hiç değişmeyen ve sürmeli kendisini tekrarlayan acılar…”
Sayfa 84
424 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 20 days
“Bilmediğim bir şarkının delice dilime takılması gibiydi ona olan hislerim. Bilmiyorum. Sorsalar, söyleyemem ne olduğunu. Ama sürekli zihnimde.” (syf. 153) Yosun ve Özgür. Tanışmaları bile bir karmaşıklığın ortasında başlayan iki genç. Kalpleri yaralı balığım ve okyanusum. Geçmişindeki acıların küllerinden doğmuş, zeki bir adam ve yaşayamadığı
Ölüme Fısıldayan Adam
Ölüme Fısıldayan AdamBüşra Yılmaz · Epsilon Yayınları · 201613.1k okunma
İlginç olan ise şu. Siz bedeninize etten bir duvar da örseniz dış tehditlerden korunmak için, aldığınız önlemler yine sizi vurmak için size karşı birer silaha dönüşüyor, eğer kadınsanız. Mesele bu duvarın ne varlığı ne yokluğu, ne inceliği ne kalınlığı; bunların her biri bahane oluyor insanlar sizi ve bedeninizi özne değil de nesne olarak görünce. Her bedenden, her zamandan, her coğrafyadan, her yaşayıştan kadının türlü acısını taşıyorum ruhumda. Güzel de olsa çirkin de, zengin de olsa fakir de, cahil de olsa bilge de bir kadın, olaylar, kişiler, zamanlar, mekanlar değişse de hiç değişmeyen ve sürekli kendisini tekrarlayan acılar bunlar. Bu acıları bize çektirenler, bu adamlar değil. Bu acıları bize çektirenler ailemiz ve toplum, bu acıları bize çektiren, kültür; o adamlar hem buna yaslanarak hem de bundan dolayı böyle davranıyor bize.
Reklam
"İlginç olan ise şu. Siz bedeninize etten bir duvar da örseniz dış tehditlerden korunmak için, aldığınız önlemler yine sizi vurmak için size karşı birer silaha dönüşüyor, eğer kadınsanız. Mesele bu duvarın ne varlığı ne yokluğu, ne inceliği ne kalınlığı; bunların her biri bahane oluyor insanlar sizi ve bedeninizi özne değil de nesne olarak görünce. Her bedenden, her zamandan, her coğrafyadan, her yaşayıştan kadının türlü acısını taşıyorum ruhumda. Güzel de olsa çirkin de, zengin de olsa fakir de, cahil de olsa bilge de bir kadın, olaylar, kişiler, zamanlar, mekanlar değişse de hiç değişmeyen ve sürekli kendisini tekrarlayan acılar bunlar. Bu acıları bize çektirenler, bu adamlar değil. Bu acıları bize çektirenler ailemiz ve toplum, bu acıları bize çektiren, kültür; o adamlar hem buna yaslanarak hem de bundan dolayı böyle davranıyor bize."
Sayfa 84 - Eksik Parça Yayınları
31 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.