Emine TELCİ

Kralına karşı haklı olan bir vekil, kocasına karşı haklı olan bir kadın, subayına karşı haklı olan bor nefer; bunların hepsi iki kat cezaya çarptırılmaz mı? Zayıflar için, haklı olmak bir suçtur.
Sayfa 309Kitabı okudu
Reklam
Concepción Arenal, 1840'larda Hukuk Fakültesindeki derslere, göğüslerini çift korseyle gizleyip erkek kılığına girerek devam etmişti.
"Benim ülkemde," demişti, "eğer yayınlamazsan ölürsün." Myrna'nın buna yanıtı şöyle oldu: "Benim ülkemde, eğer yayinlarsan ölürsün." Myrna yayınladı. Onu bıçak darbeleriyle öldürdüler.

Reader Follow Recommendations

See All
Bilinç seviyesi ne kadar düşerse fanatiklik de o ölçüde artar.
Sayfa 268Kitabı okudu
Esasen her türlü tarikat, mensuplarını aldatma üstüne kurulur.
Sayfa 268Kitabı okudu
Reklam
Yaşarken yaşa! İnsan hayatını tükettiği zaman ölürse ölüm dehşetini kaybeder. Eğer insan doğru zamanda yaşamazsa, o zaman asla doğru zamanda ölemez.
Sayfa 336Kitabı okudu
"Devlet baba" kültü, evdeki babadan alır gücünü ve döner bu babayı da kendisine kul eder. Bir paradoks gibi görünse de değildir. Her iki baba da çocuklarını- yurttaşlarini- edilgen bir kul yaparak yaşayabilir ancak. Sevgi ölür. Şiir uzaklıktir. Özgürlük suçtur. Bunun yol açacağı sonuçlar mı? Yaşadığımız ülke çok açık bir yanıt değil mi? Mutlu sözler değil bunlar, bilirsin. Şiirle susarsın...
Güzel mi, acı mı bilemiyorum, dedi, ne kadar kötü olursa olsun herkesin geçmişi, cenneti oluyor bir süre sonra...
Sesin, gövdemi iplik iplik eden bir ağrıydı içimde. Geçtiğim her yer masmavi iyot kokuyordu. Sen, tırnaklarından saçlarını dek sulara gömülmüş, gövdeni geçmişinden arındırıyordun. Ben yan yana dizdiğim kırk iki çarpı işaretiyle, kumlara ömrümün özetini çıkarıyordum.
Reklam
Ömrümden öteye taşıdığım çocuk... Ya sen bu ülkede doğmasaydın, ya ben aşkı herkes gibi bilseydim.
İki tip insan yaşıyor bu ülkede: Düzenden yararlanarak köşeyi dönmek isteyenler ve gidişattan acı duyarak, toplumu değiştirmeye çalışanlar. Birinciler hiçbir şeyden rahatsız değil!... ...Hayatlarından memnunlar! Çökmekte olan Babil Kulesi'nin bir çürüme basamağına tutunmuşlar, vur patlasın çal oynasın, günlerini gün ediyorlar... ... Bir de köşelerine çekilmiş insanlar var. Acı duyuyorlar. Her haber seyredişte, her gazete okuyuşta " Bu ülkeye ne oldu böyle?" diye düşünüyor, yarınlardan kaygılarınıyor ve ...
Zaten bütün yaratıklar görsellerdi, duysalardı savaşı, bütün yaratıklar duyabilselerdi savaş çığlıklarını bu dünyada savaş olmazdı. Savaşın iğrençliği bilinmeyen bir şeydir de...Savaşın kötülüğü saklanan bir şeydir de, yaratıklar onun için kabul edebiliyorlar savaşı
Doğduğumuzda, bu dünyaya geldiğimizde, sanki ömür boyu sürecek bir sözleşme imzalamış gibi oluruz, fakat günün birinde, bunu benim adıma kim imzaladı, diye sorabiliriz, ben bu soruyu kendime sordum, cevabı bu kağıtta.
Sayfa 304Kitabı okudu
Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük, Gören körler mi, Gördüğü halde görmeyen körler.
Sayfa 330Kitabı okudu
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.