Sıradaki kitabım, ben gibi sıkı kahve tiryakileri için! Neden böyle bir kitabı okuma gereksinimi duyduğumu, Selim İleri'nin adeta beni tanımlayan şu cümleleri ile açıklamak istiyorum:
"Kahveyi sevenler, sadece kendisini değil, kokusundan alet ve edevatına, sohbetinden edebiyatına kadar her şeyini sever, iyi kahve içebilmek için cefa çekmeyi
Kahve acı olsun.Daha iyisini hak etmiyorum belki de. Sırasıyla bir esniyorum, bir iç çekiyorum. Pişmanlık şu fincanın dibindeki telve gibi birikiyor porselen vicdanımın dibinde.
İsmin anılınca cümlemizin sevdası cezvedeki telve gibi kabarıyor, köpük köpük dökülüyordu Bilecik'in gözyaşı kanallarına.Ertuğrul Gazi'yi son uykusuzluğunda memnun eden zatın sen olduğunu biliyorlardı pekala.Mahmudiye köy camisinin veya Mihaliç Caddesi'nin kitabelerinden ismini kazıyabilirlerdi belki.Ama elleri hâlâ Osmanlı mayası kokan halkın gönlünden izlerini silmeyi başarabilecek bir babayiğit var mıydı? Fethini? Rüyanı? Duanı?