İnsanlar olarak temel sorunumuz; kurduğumuz medeniyet ve benimsediğimiz eğitim sistemi mantığıyla beynimizin analitik, mekanik ve rutine alışkın kısımlarına fazla yüklenmemizden kaynaklanıyor gibi görünmekte. Çocukların zihnindeki zengin dünya, özellikle eğitimden gelen tecrübelerle, soğuk, ayrık, somut ve yeknesak ''şey''lere indirgeniyor. Böyle olunca da insanoğlunun bu dünyaya gönderilmesindeki en önemli sebeplerden birisi olan ''görülmeyeni görme'' yeteneği yavaş yavaş elimizden kaçıyor.
⚡ Bizim Bebek Bezimiz Topraktı İnsan çaresiz kalana kadar çaresiz bir canlıdır. Biz bu çaresizliğin çareye dönüşmüş çözümler ile büyütülmüş en son kuşağıyız. Üretimi terk ederek para kazanmaya ve her ihtiyacımızı hazır satın alarak gidermeye başladığımız günden bu güne geriye doğru gittiğimizin farkında değiliz. Böyle bir yazıyı neden
Reklam
Makam, mevki veya akademik kariyerin mutluluk getireceğini sananlar da var. Sanırım içinde bulunduğum için şahsi gözlemlerimi paylaşabilirim. Profesör olan yani akademik hayatın zirvesine tırmanan bu insanlar Nirvana'ya ulaşmıyorlar emin olun. Tırmanacak başka dağ kalmayınca "Plato Sendromu" yaşıyorlar çoğu kez. "Şöhret, şehvet, servet..." Bizi mutlu etmediğini bile bile bu efsane üçlüyü kovalarız çoğumuz. Peki, ya bulanlar? Bildiğinizi tahmin ettiğim bir fıkra geliyor aklıma. Cemal'in ineği kabız olunca komşusu Temel'e danışmış. Temel, "Benim inek kabız olduğunda kezzap içirmiştim." demiş. Bunun üzerine Cemal eve gidip ineğine kezzap içirmiş. Ertesi gün inek ölmüş. Cemal apar topar tekrar Temel'e gidip durumu anlatmış. Temel'in yanıtı ilginçtir: "Benim ineğim de ölmüştü!" Sanıyorum sorunumuz biraz bu fıkrada yaşanan drama benziyor. Komşumuzun ya da ekranlarda izlediğimiz insanların yaptıklarına özeniyor ama neticenin ne olduğunu sormuyoruz.
Sayfa 4 - son çağ yayınları
Tarkovski..
Gerçek sorumluluğunu kavramış bir insanın, temel sorunları yoktur. Yaşamın anlamını bilerek, yeryüzünde yaşama karşı görevimizi yerine getirerek, yaşamak istiyoruz. Ama çoğunlukla başaramıyoruz. Henüz yeterince güçlü değiliz. Bu yolu seçmek ve bu yolda yürümek önemli. Bu temel sorunumuz çözümlenmedikçe, peşimizi bırakmayacaktır. Acı olan, günümüz uygarlığının çıkmazıdır. Toplumu akılsal düzeyde geliştirebilmek için zaman gerek. Oysa zamanımız yok. İnsanın geliştirdiği teknik, artık kendi düğmeleriyle çalışıyor. İnsanlar ve politikacılar, kendi yarattıkları sistemin tutsağı oldular. Onları bilgisayarlar yönetiyor. Bilgisayarı devreden çıkarabilmek için kafaca çaba harcamak gerek. Bunun için de yeterli zaman yok. Tek umut, insanın bilgisayarı devreden çıkaracağı an, kafaca aydınlanmasında.
Sayfa 130
Ahlak sorunumuz var !
Bugün en temel sorunumuz ahlak sorunudur . Trafik sorunumuz yok ; ahlak sorunumuz var. Aile sorunumuz yok ; ahlak sorunumuz var . Geçim sorunumuz yok ; ahlak sorunumuz var. Yalnızlık sorunumuz yok ; ahlak sorunumuz var. Din sorunumuz yok , Allah dinini tamamladı ve Efendimiz (s.a.v.) de en güzel şekilde onu tebliğ etti ; ancak bizim derin ahlak sorunumuz var .
Belki de temel sorunumuz amaçlar ile araçları birbirine karıştırmakla ilgilidir
Reklam
Böyle bir görevimiz varken, başka ne yapabilirdik ki?
Kültürlerin ve uygarlıkların bizim için kurduğu mükemmel olmasa da hayran olunacak yapıların ardında yaşam yönetimi temel sorunumuz olmaya devam etmektedir. İnsan kültürlerinin ve uygarlıklarının çoğu başarısının ardındaki motivasyon tam da bu sorundan ve bu sorunu ele almaya kararlı insanların davranışlarını yönetme ihtiyacından doğar. Yaşam yönetimi genel olarak biyolojide, özel olarak da insanlarda açıklanması gereken pek çok şeyin temelindedir: Beyinlerin varlığı; acının, hazzın, duyguların ve hislerin varlığı; sosyal davranışlar; dinler; ekonomiler ve pazarlar ve finans kuruluşları; ahlaki davranışlar; yasalar ve adalet; siyaset; sanat; teknoloji ve bilim başlıklarıyla mütevazı bir liste yapabiliriz. Yaşam ve yaşamın içindeki, engel olunamaz hayatta kalma buyruğu ve ister tekhücreli ister trilyonlarca hücreli bir organizmanın hayatta kalma sürecini yönetme işi olarak belirleyebileceğimiz koşullar, evrimin derlediği en ayrıntılı yönetim aygıtları olan beyinlerin oluşup evrimleşmesinin ve daha da karmaşık ortamlarda, daha da karmaşık bedenlerde daha da karmaşık beyinlerin gelişmesini takip eden her şeyin de temel nedeniydi. Beyin işlevlerinin herhangi bir yönüne bu açıdan bakıldığında, yani beynin bir beden içindeki yaşamı yönetmek için var olduğu fikriyle bakıldığında, bazı geleneksel psikoloji kategorilerine ilişkin tuhaflıklar ve gizemler (duygu, algı, bellek, dil, zekâ ve bilinç) daha az tuhaf ve daha az gizemli görünüyor. Aslında, bu bakış açısı şeffaf bir makullük, kaçınılmaz ve şefkatli bir mantık sunuyor. Sanki bu işlevler şunu soruyor: Böyle bir görevimiz varken, başka ne yapabilirdik ki?
274 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.