Bazı saf kimseler, bu durumlarda, laik düzenin bir kolundan başka bir şey olmayan Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan vazife beklemek gibi bir gaflet içinde bulunuyorlar. İyice bilinsin ki bu tür ihanetleri ve alçaklıkları düzeltecek olanlar, bunlara müdahele edecek olanlar, düzenin kurumları falan değildir, sadece Müslümanlardır. Ama; siz Müslümanlar bu kadar vurdumduymaz, bu kadar gafil, bu kadar İslamiyet'ten ve İslâm düşmanlarının faaliyetlerinden habersiz olduğunuz sürece, bu tahrifler devam edip gidecektir.
Ya şimdi???
Oğlu işe alınmayan kadın
Mudanya üzerinden Bursa'ya gidiyordu. Toplanan kalabalığı görünce aracını durdurdu, aşağı inip yurttaşlarının arasına karıştı. Yaşlı bir kadın elinde kâğıtla kendisine ulaşmak isteyince yanına çağırdı.
“Buyur ana”
“Beni tanıdın mı oğul? Ben sizin Selanik'ten komşunuzdum. Bir evladım var; Devlet Demiryolları'na girmek istiyor. Siz onu alsınlar dediniz. Fakat müdür dinlemedi. Evladımı işe almamış. Ne olur bir kere de siz söyleseniz.”
Gözleri samimiyetle parladı. Yüksek sesle yaşlı kadına yanıt verdi:
“Oğlunu almadılar mı?” dedi. “Ben tavsiye ettiğim halde mi almadılar? Ne kadar iyi olmuş... Çok iyi yapmışlar... İşte Cumhuriyet böyle yaşanacak”
Yaşlı kadın kalabalığın arasında kaybolurken, dönüp yanındakilere, “İşte Cumhuriyet'ten beklediğimiz netice budur” dedi.
Sayfa 183Kitabı okuyor
Maeve Kerrigan serisi 10. Kitap... Her biri ayrı keyif heyecan...
Ja 
Jane Casey Maeve Kerrigan serisinin son kitabı muhteşemdi. Yine hayran bıraktı.
Arka kapaktan alıntı
Gerçeği öğrenmek için kulüpte olmanız gerekir, partilerin çöküşün doruğunda olduğu elit beyefendi kulüpleri hakkındaki söylentileri herkes duymuştur. . . ve sırlar hayal edebileceğinizden daha karanlık.
DS Maeve Kerrigan, genç gazeteci Paige Hargreaves'in cinayetini araştırırken kendini zenginlik, lüks ve acımasız davranışlarla dolu alışılmadık bir dünyada bulur. Paige, Londra'nın en zengin ve en ayrıcalıklı adamlarına yönelik özel bir topluluk olan Chiron Club hakkında bir hikaye üzerinde çalışıyordu. Sonra ortadan kayboldu.
Maeve, üyelerin pek çok sırrının olduğunu açıkça anlıyor. Ancak Maeve, ortağı Dedektif Josh Derwent'ten bile kendi sırlarını saklıyor. Paige'in ölümüyle ilgili gerçeği ortaya çıkarabilecek mi? Yoksa süre önce Maeve için mi dolacak?
Jane casey yine hayran bıraktı. Ve kitabın sonunda devamını beklememiz için bizi heyecanlandırdı. Kitap su gibi akıyor. Her kelimesini sindirerek okumamizi sağlıyor.
Rainer: Onun için korkmuyor musun?
Kadın: Hiçbir şeyden korkmuyorum.
Rainer: Bu gücü nereden alıyorsun?
Kadın: Hiç'ten. Ölümden. Ben sonu kendime başlangıç yaptım.
Sayfa 25Kitabı okudu
Min wî dengbêjî kuşt.
Tenê birîn digot û bi dîrokê nizanîbû.
Bi bextreşiya mem î nizanibû.
Yehya Omerî
Cübeyr b. Nufeyr'den şöyle rivâyet edilmektedir: Hacca gittiğimde Hz. Aişe'nin huzuruna girdim ve bana "Ey Cübeyr! Mâide sûresini okuyor musun?" dedi. Ben de "evet" dedim. Bunun üzerine Hz. Aişe şöyle dedi: "Bu, en son inen sûredir. Onda gördüğünüz helalleri helal kılın, onda gördüğünüz haramları ise haram kılın." İmâm Ahmed, hadîsi Muâviye b. Sâlih'ten rivâyet etmiş ve şu ilaveyi yapmıştır: "Hz. Aişe'ye Hz. Peygamber'in ahlakını sordum, onun ahlakı Kur'ândır, dedi."
Sayfa 428 - Cilt 2. 5. MÂIDE SÜRESİKitabı okuyor
Derken mekâna bir ses yayıldı; insanı düşünceden ayıran, kendisine yönelten, yüksek bir kubbeden geniş bir avluya birkaç damla su düşmüş hissiyatı veren bir ses. Terk edilmiş evlerin bahçelerinde mekânın dili misali inleyen bir rüzgâr çanı sanki... Bakışlarını sesin kaynağına yöneltince genç bir adam gördüler. Alnı geniş, siyah saçları alabildiğine briyantinlenip arkaya taranmış, suratının ortasında tohuma kaçmış salatalık gibi burnuyla genç bir adam... Kara bir ten ve son derece zayıf... Sanki ateşe atılmış da epeyce yanmış ama kül olmadan alınıp ruh üflenmiş bir kuru dal parçası... Adamın çevik parmakları ağ ören bir örümcek gibi işliyordu kucağındaki kanunun üzerinde. Gururla rakısına uzandı Hasan. "Selahattin Altınbaş'ın torunu bu arkadaş," dedi. Lakin söylenen ismi tanıyan yoktu. "Anneannem kesin tanır," dedi Sedef. "Gerçi bu alet için, 'Üzerinde fare yürüse taksim olur,' derler ama bu elemanın genlerine işlemiş tabii müzisyenlik... Dededen..." Alper'e baktı Hasan, "seversin diye sen..."
Sayfa 282 - Sözler: O denizsiz şehirde yalnız bir gece yattımKitabı okudu
"Konstantinos un annesi Helena Kudüs'ten, aralarında Gerçek Haç'ın da bulunduğu birçok kutsal emaneti İstanbul'a yollayarak kilisenin önemini artırır. Hatta, bu Gerçek Haç'ın parçalarının çok değer verilen bazı saray misafirlerine dağıtıldığı da söylenmektedir. Örneğin, 565'te Azize Radegenda ya verilen bu parçalardan biri, bugün hâlâ Poitier'deki St. Croix Kilisesi'nin kutsal emanetleri arasında saklanmakta.."
