Moliere, tiyatro alanında adını duyurmuş, büyük başarılara imza atmış bir isim. Fransız Edebiyatı, özellikle tiyatrosu denildiğinde akla ilk gelen isimlerden birisi. Tüm hayatını tiyatroya adamış, sayısız eser vermiş ve tercüme edilmiş oyunları. Türk Edebiyatında Moliere'in oyunları sayısız isim tarafından çevrilmiştir, ancak ilk çeviri Tanzimat Edebiyatında Ahmet Vefik Paşa tarafından yapılmıştır. Benim elimdeki çeviri Sabahattin Eyüboğlu'nun girişte Moliere ve oyunlarını tanıttığı, günümüz Türkçesine uygun çevirisidir. Edebiyata ve tiyatroya ilgi duyanların önsözünü okumasını tavsiye ederim.
Cimri, adından da oyunun konusunu belli eden bir kitap. Sadece adı ile değil, klasisizm akımının özelliklerini taşıması ile de tahmin edilebilir, iyi çözümlenebilir, bir eser. Okurken çok keyif aldım. Tiyatro çok okuduğum bir tür olmamasına rağmen okurken zevk aldığım bir tür. Hediye olması ise ayrı güzel bir özelliği
Harpagon, bir gün bir gömü bulur. İçinde on bin altın vardır. Zaten normalde de cimri olan bu adam, altınların başına bir şey gelecek diye daha tedirgin olmaya başlar. Eşi yıllar evvel vefat etmiş, iki çocuğu Elise ve Cleante ile yaşar. Zengin bir adam olmasına rağmen, çocuklarına para vermez. Gün gelir, bu çocuklar evlenmek isterler, ancak Harpagon'un onlar için farklı planları vardır. Harpagon, oğlu ile aynı kadından hoşlanır. Elise'nin ise sevdiği olmasına rağmen onu bir başkası ile evlendirmek ister. Oyun tam burada hız kazanır, yanlışlıklar komedyası diyebileceğim bir hal alır. Ben okurken çok keyif aldım. Bu güzel hediye için teşekkür ederim...