Bir "Eylül" ayında dünyaya geldi
"Bin Bir Buse" ile sevindi cihan
"Pervaneler Gibi" şendi, güzeldi
O oldu bize "Üç Hikaye" yazan!
Bin Bir Buse
En Şen, En Şu Hikayeler
Pazartesi Günleri Neşrolunur
Ruhumun derinliklerine inen bu roman beni benden aldı nedense içine bir girdap gibi çekti çekti Mualla gibi oldum kitaba ara verdim ama ara verince de düşündüm düşündükçe tereddüde düştüm tekrar okudum sonra baktım ki bırakmayacağım en iyisi bitirmek dedim. Peyami Safa'yı bu kadar ince nüanslarla zıt tezahürleri ile bilmezdim, kafasında tasarladığı karakterlere yüklediği manalar o kadar büyük ve çarpıcı ki o adını bilmediğimiz muharrir ile Vildan arasında ki konuşmalar beni benden aldı. Tereddüd kelimesini şüpheyi, korkuyu bana öyle bir aksettirdi ki kendim bile tedirgin oldum tereddüde düştüm. Fiziksel ve psikolojik tahlilleri muazzam, anlatışta ki şiirsellik kelimelerin eski dilde olması bile size dokunmuyor kelimeler cümleleri cümleler sayfaları takip edip akıp gidiyor. Ben bu romanı okuduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Buhran, bunalım, seçim yapma zarureti, dengesizlik istiyorsanız bu kitap tam size göre.
Bu kitaptan önce Arif Nihat Asya'nın Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor isimli şiir kitabını okumuştum. Açıkçası Mehmet Ali Kalkan Bey'i her ne kadar biliyor olsamda Arif Nihat Asya'dan sonra okumak konusunda biraz tereddüd ettim. Kitabı okumaya başlayınca sanki Yunus Emre şiirlerini okuyormuşum hissine kapıldım. O kadar arı duru bir Türkçesi vardı. Kitabın biranda bitmemesi için neredeyse günlük sadece bir şiir okumaya başladım. Sanırım dönüp dönüp okuyacağım bir kitabım daha oldu .
Yazarın tesadüfen karşılaştığım ve okuduğum ilk eseri. Dili oldukça sivri olsada gerçekçi bulduğum ve kendime çok yakın hissettiğim bir kitap. Okurken ülkemizin aile yapısını bu kadar derinden ve tüm çıplaklığı ile anlatmış olması beni derinden etkileyen bir konu diyebilirim. Gelebilecek tüm tepkilere göğüs germek gerçekten "Yazma Cesareti" isteyen bir şeydir. Kendini "iyi" olarak ilan edenlerin aslında "kötü" olduğunun bizler için delili gibi adeta. Yıllarca çocukların maruz kaldığı fiziksel şiddetin yanı sıra psikolojik şiddetin normalleştirilmesine karşı çıkarken "İyi Aile Yoktur" kitabına denk gelmek ve okumak bana ilaç gibi geldi.
Kişisel gelişim kitaplarından hoşlanmadığım için ön yargıyla yaklaşıp okumakta tereddüd etsem de okumaya başladıktan sonra "Ne kadar da bizden!" dediğim tespitlerle dolu olduğunu görmek beni hem şaşırttı hem de mutlu etti. Ezberleri bozan yaklaşımlarla dolu olması ayrıca ilgi çekici!
Çocukluk döneminde yaşadığımız bizi etkileyen hadiselerin hayatımızın geri kalanına ne denli tesir ettiğini ve adeta karanlık bir kuyuya düşürdüğünü bilimsel araştırmalara dayalı olarak anlatması ferahlatıcı olmuş...
Aile olmak istemeyenlerin de eseri okumasını tavsiye ederim...
Ruh kafesinize Kaç Tereddüd Sığar?
Peyami Safa, Türk Edebiyatının külliyatı okunacak önemli yazarlarından. Bir Tereddüdün Romanı'da bir başlangıç kitabı olmasa da yazarla bir tanışıklığın arkasından zevkle okunacak kitaplarından.
Bir yazar ve onun çevresindeki kadınlar ve bohem hayatın sefaletleri etrafında dönen olaylar zincirini romandaki yazarın romanlarından uzun tıraşlar bölüyor. Sonra Peyami Safa'nın okuduğunuz romanıyla roman içindeki roman birbirine giriyor.
İçinde insan portreleri, ruh tahlilleri, hayatın ağırlığını taşıyamadığı için türlü yollarla kendini uyuşturmaya çalışan tipler ve sosyal sınıflar arasındaki kopuk ilişkiler ele alınıyor.
Çok hareketli bir roman bekleyenlerin hayal kırıklığına uğrayacağını baştan belirtmekle birlikte romanın bir çekiciliği, uzun uzun ve rahat anlatımıyla bir havası olduğunu da söylemeden edemeyeceğim.
İnsanı ruh haritası üzerinde uğraşmaktan hışlananlar içinse biçilmiş kaftan.
Okunmalı.
112 syf.
10/10 puan verdi
Lav Denizindeki Ada... Kitap bittiğinde devamı yok mı diye baktığım, devamı olsa hiç tereddüd erltmeden okuyacağım bir eser oldu. 15 adet öyküyü ele alan eserimiz bir edebiyet öğretmeni olan Yaşar Bey tarafından kaleme alınmıştır. Eserler günlük hayattan öyküler gibi olsada yazım tarzı ile daha farklı olay örgüsü geliştirmiştir. Yalın dili ve akıcı anlatımı ile kendine çekiyor .Bazı öykülerin sonlarına o kadar şaşırdım ki ifade etmesi bile çok zor. Kısa ama içerik yönünden derin bir kitap. Altını çizdiğim cümleler ders niteliğindeydi. Birçok insanın iç dünyasının tercümesi olmuştur. Benim çok hoşuma giden, etkilendiğim bir alıntı paylaşmak istiyorum. "Anladım ki çöller suyu kalbinde saklar, kurak olan yalnız dışlarıdır. Sularını bırakırlarsa deniz olurlar, ağyara açılmış olurlar, insanoğlu talan eder iç zenginliklerini. Talan olmamak için sırları muhafaza etmek lazım ." Bu alıntı ile ifade edemediğim düşüncelerime bir anahtar olsun. Kitabı okumanızı tavsiye ederim. Kitabı okumama vesile olan Kitap Şuuru ailesine çok teşekkür ederim.
#kitapsuuru
