Zincirlerinden kurtulmuş bir zihni sahip olmakla, insanın kendi erosion içinde başkalarından kopması arasında ince bir çizgi var. Kişinin kendi duvarları arasında fazla uzun süre kalması bir çeşit delilikle sonuçlanır. Samuel Johnson'un yaşamının da akla getirdiği gibi, "karakterler" bu deliliğin yakınında durur. Büyüleyici, u cubed en yalnızca bir adım uzaktadır.
Serserilik saygınlıktan daha caziptir her zaman. Viktorya dönemi orta sınıfı normalliği tutumluluk, sağduyu, sabır, iffet, Uysal'ın, özdisiplin ve çalışanlık şeklinde tanımladığından beri, bütün eğlencenin şeytana kalacağı belliydi.
Bir sanat eserinden zevk almakla ona hayranlık duymak aynı şey değildir. Hayran olmadığınız kitaplardan keyif alabilir ve keyif aldığınız kitaplara hayran olmayabilirsiniz.
Kitap okurken biraz tekdüze okuduğumu fark ettim ve bunun için internette biraz araştırma yapıp bu kitabı aldım. Yazar kitapta edebiyat eleştirisi nasıl olabilir bunu irdeliyor. Bir yazıyı –roman, şiir ya da tekerleme- farklı yönlerden bakıp değerlendiriyor. Bir kitapta belki de, kitabın yazarının bile aklına gelmeyen çeşitli bağlantılar kuruyor. Farklı edebi metinler üzerinden örnek gösterip anlatıyor. Edebiyat tarihinde oluşmuş farklı düşünceleri ve akımları da inceliyor. Okuru sıkmayan esprili bir anlatımı da var. Kitap okumaya farklı açılardan bakmak isteyen varsa öneririm.