Hızlı bir şekilde okunabilen akıcı bir öyküye sahip kitap maalesef aynı hızla unutulup gidebilecek bir olay örgüsüne sahip. II:Dünya Savaşının arifesinde Berlin'de başlayan hikaye, iddialı bir giriş yapar gibi görünse de, hiçbir derinliği olmayan yüzeysel karakterle adeta tesadüfi adımlarla ilerleyerek bir anda sonlanıyor. Hollywood klişelerinin neredeyse tamamını barındıran hikayesiyle güzel bir film senaryosu olabilirdi.
==== Spoiler içeren özet =====
Polonya'ya saldırma hazırlığındaki Hitler, muhtemel bir ingiliz yardımını önlemek için Süveyş Kanalı'nı kullanılmaz hale getirmeyi planlamaktadır. Bu görev için Alman bir arkeolog olan Müller'in tesadüfen arap çöllerinde keşfettiği efsanevi Saba Kraliçesinin tapınağı kazılarını kamuflaj olarak kullanılacaktır. Aynı günlerde bölgede kaybolan İngiliz bir arkeologun eşi olan Ruth Cunningham, Amerikalı bir Maceraperest olan Gavin Kane ile kocasını bulmak üzere anlaşır. Bölgenin tanınmış ve etkin bir tüccarı olan genç Marie Perret'in de yardımıyla çölde başlayan arama, önce uçaklarının düşmesiyle, sonra Seba tapınağının bulunmasıyla devam eder. Ancak burada ikili oynayan Nazi casuslarının eline düşerler. Bedevilerin ve arap kabilelerin vahşi ancak gelenekselci ve onurlu yaşamlarından kesitler de içeren bazı tesadüflerin ardından çölden ve ölümden kurtulan Gavin Kane ve arkadaşları düşmanlarını tek tek ortadan kaldırırken Hitler'in en büyük kozlarından birini de yok ettiklerinin muhtemelen farkında değillerdi.
==== Spoiler içeren özet =====