Kelâm-ı kibâr... Ne muazzam tespitler..Mevla becerttirsin..
Muhatap olduğun kişi senden aşağı biriyse sana yakışanı yap.Senden üstün biri ise ona yakışanı yap.
Abdulfettah Ebu Gudde
Abdulfettah Ebu Gudde
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Reklam
Köylüleri öldürmeli mi veyahut onlardan mı olmalı ?
Şükrü Erbaş’ın “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?”diye bir şiiri var bilen bilir. Üzerinde çokça düşündürten, okudukça değil tecrübe ettikçe anlam kazanan bir şiirdir. Yıllar önce üniversitede arkadaşlarla bir masa etrafında toplandığımızda biri ortaya atmıştı bu şiiri. Bende de oldukça fazla ilgi uyandırmıştı. Ama ilk başta anlamadım şairi de şiiri de, anlayamamışım yani… şimdi şimdi kavrıyorum bunu da. Şaire oldukça serzenişte bulunduğumu hatırlıyorum hatta; “insan bu kadar da aşağılanmaz ki, köylü dediğin gariban, sabahtan akşama ekmeğinin peşinde dünyadan bir haber bir parça insan bunca yüklenecek ne var” demiştim. Meğer bildiğimiz anlamda köylüye sövmek değilmiş amaç. Şiirde geçen “köylü” bir düşünce biçiminin temsili. Bildiğimiz metafor yani. Çok yerinde tespitler barındırıyor şiir; okumalı ve okutmalı. Köylü kafalı insanlar gerçek maalesef ve her yerdeler. Tek düşünceleri komşusunun kaç ineği var, hangi tarlaya kim ne ekti, sütçüye en çok sütü kim sattı… Medet umdukları tek şey mavi gökten toprağa fazladan akacak birkaç damla yağmur… Çocuklarının halinden, eşlerinin ahvalinden bir haberdirler. Dünya döner durur da bir gram oynamaz akılları yerinden. Güya hal hatır sorduktan sonra tek konuştukları hayvanlardır bir de komşusu… Demem o ki köylülerden olmayalım. Bu ne bize ne insanlığa bir şey katmaz. O zaman yıllarca yerinde sayan bir taştan, yol kenarında biten bir ottan farkımız kalmaz. Ne diyordu şair; “Bu dünyada yediğimiz ekmekler içtiğimiz sular dizlerimizdeki bu güç derimizdeki tad karşı koymak içindir kaçmak için değil...”
Dün
Muhammed Yazıcı
Muhammed Yazıcı
hocayla tanıştım. Tanıştım derken şahsi anlamda bir tanışıklıktan bahsetmiyorum. Sosyal medya sağ olsun, Arif'in Manchester'a attığı golü arar gibi videolar arasında dolanırken kendisine rast geldim. E böyle bir giriş akabinde de kendisine ünsiyet duyduğum tahmin edilmiştir.
Melikşah Sezen
Melikşah Sezen
hoca ile sayısı çok denebilecek sohbetleri var. Bir tanesinde kitap okuma üzerine konuşuyorlar ve ikisi de pek değerli tespitler de bulunuyor. Misalen, Melikşah Hoca su gibi akan kitaptan değil zihnen onu yoran, ikinci sayfaya geçince ilk sayfada yaşadığı karmaşayla şaşkınlığa sebep olan kitaptan hazzedermiş. Muhammed Hoca işe kendini tanımaya yardımcı olduğunu düşündüğünden ötürü psikoloji ve psikoterapi kitaplarıyla hemhal olmaktan aşırı keyif alıyormuş. Öyle ki bu türde kitapların olduğu odaya kilitlense çıtı çıkmazmış. youtu.be/qxycBHlPWiM?si=... Aralarındaki muhabbete de maşallah demeden geçemeyeceğim. Gözlerden, nazarlardan ırak. Diğer videolarını izleyeceğim inşallah. Böylelikle sizlere de tavsiye etmiş olayım.
Muhafazakar kelimesi, çok ucuzlaştı ve ne yazık ki herkes için kullanılmaya başlandı. İnsan kelimelerle düşünür ve yanlış kelimelerle doğru tespitler yapılamaz.
Reklam
Yerinde tespitler.
Elif

Elif

@Efulim061
·
01 April 14:00
İktidara bir ders vermek gerekiyordu millet verdi. Millete de bir ders gerekiyor onu da CHP verecek. :))
Biri vardı burada. Yaptığı yorumlar ve tespitler çoğumuzu sinir ederdi. Bu aralar yaptığı tespitlerin ne kadar isabetli olduğunu anlıyorum :)
Markus Vitruvius' Pollio
Romalı yazar, şair, mimar ve mühendis. Mühendislik ve mimaride 3E kuralının tanım babasıdır kendisi: Emniyet, ekonomi ve estetik. "Utilitas, Firmitas, Venustas" Kullanışlılık, Sağlamlık, Güzellik "Der Architectura" kitabında bu kriterlere vurgu yapmıştır. Çiğdem Dürüşken Hocam, Vitruvius'un eseri olan Mimarlık Üzerine kitabını çevirmiş ve yayımlamıştır. İçinde mimarlar, mühendisler ve mimar mühendis adayları için son derece kıymetli bilgilerin olduğu kitapta Vitruvius' un gözlemlere dayalı yaptığı tespitler zihnimi büyülemiştir. "Bir şehrin kurulacak yerine karar verilirken şehrin kurulacağı alanın hakim rüzgarlarına bakıp, rüzgarın insan sağlığı üzerindeki etkisi önemsenmeli" der, rüzgarların hakim yönlerinin insanları hasta veya mutlu ettiğine değinir, şehrin kurulacağı alandaki doğal yasamdaki bir hayvanın ciğerini inceleyip, ciğerinde hastalik varsa o bölgeye şehir kurulmaması gerektiğini yine bu kitapta söyler. Ve, da Vinci'de bu adamın zihnindeki orantısallığı fark etmiş ki boş geçmemiş..
Reklam
Alıntıdır, Altına imzamı atıyorum.
x.com/AnarkoOtonomist... Evlilik insan doğasına aykırıdır, esas olarak kadınları baskı altında tutmaya yarar ve bir kurum olarak kadınların cinselliklerini özgürce yaşamalarını engeller. Kadın ile erkek arasında aşkla kutsanmamış, doğal olmayan her türlü birlik fuhuştur.
513 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.