Uyku herkesi yakalar. Bir kısmı uyuduğunu fark eder, bir kısmı etmez, bazısı uykuya doymaz, kalanı dayanamaz. Ama herkes uyur,bir yerde,bir dönemde ,bir süre.
Merhabalar, size dolu dolu hatta dopdolu, ana teması aşk ve yalnızlık olmasına rağmen bize biyolojik,felsefik, psikolojik, etimolojik, tıbbi açıdan pek çok bilgi veren bir kitapla geldim. Roman mı, hikaye mi, ders kitabı mı ,sözlük mü, bir felsefik eser mi, bir şiir kitabı mı, bir tarih kitabı mı , fizik kitabı mı kimya kitabı mı diye tanımlamakta ve sınıflandırmakta zorlanacağınız bir kitaptır kendisi.
Bir adada yalnız yaşayan aşık kahramanımızın, kendi kurduğu dünyasında iç konuşmalarına, gözlemlerine ve sadece kendisinin gördüğü hayalî dostlarıyla konuşmalarına şahit oluyoruz. Toplumumuzdaki pek çok olayı, durumu ve yaşam üzerindeki olguları tanımlar, gözlemler, eleştirir ve açıklarken biyolojik,felsefik, tarihî ve yer yer etimolojik açıdan ele almış ve örnekler vermiştir.
Okurken insanı sıkmayan bir üslubu olması ile birlikte "acaba bu sayfada ne öğreneceğim?" diye insanı meraklandıran ve heyecanlandıran bir yanı var.
Felsefe sevmeyen biri olarak felsefik açıklamalar ve ibareleri okurken sıkılmadım. Bir dilci olarak etimoloji ile yapılan örnek ve açıklamaları okurken zevk aldım.
Ezcümle, okumakta gecikmeyin kitabı bitirince gönül rahatlığıyla pek çok şey öğrendim diyebileceğiniz bir eser.
Erkeğin UykusuLevent Ö. Akış · Opusus Yayınevi · 20212 okunma
Kahramanımız Kerim Nadir, aşkı ve aşk adına birilerinin onu anlamasını bekledi. Çevresindeki tüm insanlar onun bir hayale bir düşe aşık olduğunu söyledi fakat gerçekten öyle miydi? Onu sadece Fakülteden Cemal hocası ve terapisti anladı. Kerim Nadir aşkı samimiyeti nasıl tanımladı aklınca ve gönlünce nasıl şahit oldu, acaba aradığını buldu mu, bir hayale mi aşık oldu, aşkı okuduğu kitaplardaki gibi mi gördü. Kerim Nadir, önce aşkı mı yoksa kendini mi bulması gerekiyordu? Ez cümle okuyunuz, deneyimleyiniz
Yazar, yer yer çağımızın sorunlarına, robotlaşan hayatlarımıza, samimiyetsiz ilişkilerimize, maneviyatın unutulup maddiyata tapılmasını sitemkâr bir ifade ile değinmiştir. Özlenen geçmişi, özümüzü , ruh'un sadece kavram olarak bizimle yaşadığını, otantik kasaba hayatını, özümüz olan ve unutulan yaşam tarzımızı çok güzel epiksel ifade ve doğa betimlemeleri ile okura vermiştir.