Livaneli'nin 2011 yılında yayımladığı "Serenad" adlı eserini nihayet okudum. Ve neden geç okuduğuma hayıflandım. Son dönem okuduğum eserlerin yanısıra Lianeli'nin de okuduğum eserlerinin arasında mutlak ağırlığı olan bir eser olarak karşımızda görüyoruz. Konu ve konu'nun kurgusu en ince ayrıntısına kadar ilmek ilmek planlanmış. Anlatımın akıcılığı, tarihi süreçi zaman ve mekan içinde yedirerek bilgilendirme, bilgi verme işlemini de detaylıca yerine getirmesi, olayları gelişme süreçi atmosferine uygun olarak aktarması, sıra dizisinin hatasız olması eserin değerine değer katan etkenler olarak görülüyor. Benim bu eserde eleştireceğim tek nokta kimi yabancı sözcüklerin olmazsa olmaz gibilerinden eserde yer alması. Bunu kabullenemiyorum. Örnek: bistro, boyfriend, Fer forye, vale, online iletişim, rutin, flanel, trendy, teutonia house, paşmina, bistroya, bye, rezidans, latte vb. Alman asıllı Amerika'lı Prof İstanbul Üniversitesi'nin davetlisi olarak Türkiye'ye gelir. Kendisine Maya isminde bir görevli eşlik edecektir. Sunumunu yapan Prof. Bir sabah erken saatte İst. Şile'ye gider ve yanında taşıdığı kemanıyla denize karşı bir resital verir. Bu resital uzadıkça uzar. Mevsimin kış oluşu nedeniyle Prof. donma tehlikesi geçirir. Esrarengiz olan bu olayı çözmeye çalışan Maya Prof.un 1939 yılında Türkiye'ye geldiğini ve sınır dışı edildiğini öğrenir. Ucunda bir aşk olan bu bilinmezin gerisinde ki zincir halkaları Hitler Almanya'sına dek uzanır. Okumamış olan dostlara şiddetle öneririm.