Her yeni gün herkes için yeni bir pazardır. Bu pazarda, bir
bakıma insanın dünya ve âhireti alınıp satılmaktadır. Kimileri meşrû
sınırlar içinde kalmaya çalışır, kendileri için kârlı bir gün geçirmiş
olurlar. Kimileri de sınırlara dikkat etmez, ne pahasına olursa olsun
arzularına ulaşmak isterler. Böylece kendileri için hiç de iç açıcı
olmayan bir gelecek hazırlamış olurlar. Bu sebeple disiplinli bir
müslüman olmaya, her gün yeniden niyet ve gayret edilmelidir.
“Nefislerini Allah’ın satın aldığı mü’minlerden” [Tevbe sûresi (9),
111] olmaya bakılmalıdır.
Tevbe 111) <Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah, bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da kesin olarak va’detmiştir. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O hâlde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.>
Ayrı not: Hariciler bu ayete nispetle “canlarını ve mallarını Allah’a satanlar” manasında “Ehli Şurât” demişlerdir.
Efendimiz, (sav) bizden bir bardak su isteseydi, hayattaki en büyük şeref olmaz mıydı bu bizim için? Hayat boyu bununla iftihar etmez miydik? Bir bardak su kaybettim, yazık oldu, zarara uğradım diye düşünür müydük? Oysa dünyamızın tamamının değeri bir bardak su kadar bile değildir Rabbimiz katında. Peygamberimiz değil, bizzat Cenab-ı Hakk'ın kendisi bizden ömrümüzü, dünyamızı, mal ve mülkümüzü istemiş, ayetin ifadesiyle cennet karşılığında satın almışsa (Tevbe, 111), bu bir iltifat değil de nedir?
Dahası Kur'an-ı Kerim'de bazen dini konularda dahi "ticari bir dil" kullanıldığını söylemek mümkündür. Örneğin "Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine cennet karşılığında satın almıştır." (Tevbe, 111).
Mal ve beden, kar gibidir. Eriyip gider. Fakat bunlar Allah yolunda harcanırsa alıcısı Allah'tir. Kur'an-ı Kerim de "Allah,insanlardan mallarını ve canlarının karşılığında cennet vermek üzere satın almıştır." diye buyurulmuştur.(Tevbe, 111)
'Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını, karşılığında Cenneti onlara vermek sûretiyle satın almıştır."
اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ
Zira çarpışanların saflarına nefsini ölüme hazırlayarak hücum eden, ancak Allahı, sevgisini, rızasını taleb etmek, dünyasını verip âhiretini satın almak ve Al- lah ile yapmış olduğu alış verişe razı olmâk hâlinde o du- rumu meydana getirir. Çünkü Cenâb-ı Hak buyurmuştur: "Allah yolunda savaşıp düşmanları öldüren ve öldürülen mü'minlerin canlarını ve mallarını Allah, cennet kendi- lerinin olmak karşılığında, satın almıştır." (Tevbe: 111)
Mal ve beden, kar gibidir. Eriyip gider. Fakat bunlar Allah yolunda harcanırsa alıcısı Allah’tır. Kur’an-ı Kerim’de “Allah, insanlardan mallarını ve canlarını karşılığında cennet vermek üzere satın almıştır.” diye buyurulmuştur.
|Tevbe, 111|
Tevbe (Berâe) Sûresi / 111.Ayet
111. Şüphesiz ki Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, onlara (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır; çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürür ve ölürler. (Bu,) Tevrat, İncil ve Kur’an’da (Allah’ın) kendisi üzerine hak (borç olarak yazdığı) bir vaaddir. Sözünü Allah’tan daha çok yerine getiren kimdir? O halde (ey mü’minler!) O’nunla yaptığınız alışverişe sevinin. Bu da en büyük başarı ve saadettir.