İslamcılar, İslamın kaba kuvvetle, kılıç yoluyla değil, ikna yoluyla, fikir ve sevgi yoluyla yerleşmiş bir din olduğunu söylerler. Yalandır; çünkü İslam, Muhammed'le birlikte ve o tarihten bu yana, esas itibariyle korku, dehşet ve ölüm saçıcı usullerle insanlara kabul ettirilmiş bir dindir. Muhammed, bizzat kendisi, Medine'de bulunduğu
Gerçekten de, Medine'ye geçip de güçlenmeye başladığı andan itibaren hoşgörülü tutumunu terk etmiş ve şiddet uygulamalarına yönelmiştir. Örneğin güçsüz bulunduğu dönemde:
"Kur'an bir öğüttür... dileyen öğüt alır." (Müddessir Suresi, ayet 53-54)
şeklinde ya da;
"(Ey Muhammed!) Sana düşen yalnızca duyurmaktır..."
Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.
(9-Tevbe) (10. Cüz-3. Hizb)
Sayfa 194 - Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Haziran 2015
De ki: “Bizim başımıza, asla Allah'ın bizim için yazdığından başka bir şey gelmez. O bizim koruyucumuz ve dostumuzdur. O halde inananlar, sadece Allah'a güvenip dayanmalılar.” “Allah'ın, bizim için yazıp takdir ettiğinden başka bir şey asla bizim başımıza gelmeyecek.