Kırsal kesimde ölüm hayatın içindedir. Dün çocuğunun oynadığı hayvanı, bugün kendin kesersin, hep beraber yersin. Uzaktakı başrol oyuncum, kuzenim Mehmet Emin öldüğünde, cenaze törenlerinin ve yüzyıllar içinde oluşmuş bütün o ritüellerin ne kadar önemli olduğunu anladım. Cenazeye kentten gelenler ortalıkta şaşkın şaşkın dolanırken, tüm kasabalılar
Sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim.
Sen, o ince çizgide duran bir şehirsin Gazze. Herkesin kolay kolay başaramadığı, ya bir tarafa ya diğer tarafa kaydığı bir noktada, milim eğilmeden dimdik duruyorsun. Sen, derin acılara gark olurken, hüzün bağrını delik deşik ederken, isyana düşmeyen mümtaz bir şehirsin. Bilirsin ki Gazze, insanı zehirleyen acılar değildir. Yine bilirsin ki
Reklam
hesap meydanı...
. "İşte kullar dizi dizi hesap için sıra bekliyorlar. Bak biri terazinin yanında... Kul merakta, heyecanlı... Gözleri terazinin kefelerinde... O da ne! Sevap kefesi bir anda göklerde... Günah kefesi yerlerde... Dünyadaki maddi ziyan da neymiş? Asıl kaybedenler işte burada Feride. Kulda bir hüzün... Gözyaşları sel olsa da ama bak terazi
Sayfa 226
Dünya hayatı boyunca karşılaştığı büyük tehlikelerde, yakalandığı hastalıklarda, maruz kaldığı musibetlerde ve yaşadığı kalp darlıklarında ilahi kudretin sahibi olan Allah'a sığınma, işini O'na ısmarlama, tevekkül etme gibi imkânlardan mahrum kalmış biri yaşamda ne kadar rahatlık elde etmiş olabilir ki? En dar vakitlerinde kendi zayıflığıyla baş başa kalan, hayatı sürekli dayanaksız ve güçsüz bir şekilde sürdürmek zorunda olan böyle bir kişi, nasıl bir ferahlığa ermiş olabilir ki? Şüphe yok ki o, kısmen geçici manada ve göstermelik bir hürriyet elde etmiş ama bunun yüzlerce katı ağırlığındaki yüklerin altında kalarak ezilmiştir. Bu ağır yüklerin kölesi durumuna düşüp hürriyetini bütün bütün elden kaçırmıştır.
Dünya hayatı boyunca karşılaştığı büyük tehlikelerde, yakalandığı hastalıklarda, maruz kaldığı musibetlerde ve yaşadığı kalp darlıklarında ilahi kudretin sahibi olan Allah'a sığınma, işini O'na ısmarlama, tevekkül etme gibi imkânlardan mahrum kalmış biri yaşamda ne kadar rahatlık elde etmiş olabilir ki? En dar vakitlerinde kendi zayıflığıyla baş başa kalan, hayatı sürekli dayanaksız ve güçsüz bir şekilde sürdürmek zorunda olan böyle bir kişi, nasıl bir ferahlığa ermiş olabilir ki? Şüphe yok ki o, kısmen geçici manada ve göstermelik bir hürriyet elde etmiş ama bunun yüzlerce katı ağırlığındaki yüklerin altında kalarak ezilmiştir. Bu ağır yüklerin kölesi durumuna düşüp hürriyetini bütün bütün elden kaçırmıştır
Hem de biliyor evet biliyor bu yüzden ben ne kadar acı çekerim, kendi kendimi yerim biliyor... Evet suç benim, suç benim, ona tevekkülü öğretemedim... Tevekkül etmenin bir yenilgi olduğunu sanıyorlar, bir boyun eğme olduğunu sanıyorlar tevekkül etmeyi. Rıza göstermek başkalarının işine yararmış! Dünyanın yalancı nimetlerine yüz çevirebilecek güce
Reklam
89 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.